BÜLENT ÖZ ÇANAKKALE HALKI DA MASKEYLE DOLAŞMAK ZORUNDA KALMASIN..
Söz alan Bülent Öz şunları söyledi; “Çanakkale´de halkı zehirlemeye devam eden termik santraller ile "Bu kadar zehir size yetmez, yeni zehir bacaları inşa edilmeli." denilerek projelendirilen termik santrallerle ilgili gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, dünyanın oksijen cenneti Çanakkale, termik projeleriyle insanlarımızın sokağa maskesiz çıkamayacağı bir cehenneme dönüştürülüyor. Aynen bu şekilde Çanakkale halkı da bundan sonra maskeyle dolaşmak zorunda kalacaktır.
Dünyanın bütün gelişmiş ülkeleri, halklarını zehirleyen, başta kömür olmak üzere fosil yakıta dayalı teknolojilerden uzaklaşırken biz ülke olarak neden dört elle havayı, suyu, toprağı, insanı, yaşamı hiçe sayan bu projelerde ısrar ediyoruz, doğrusu anlamakta güçlük çekiyorum. Neden çocuklarımızın geleceğini çalıyoruz?
Değerli milletvekilleri, hâlihazırda Lâpseki´de 1, Biga´da 2, Çan´da 1 termik santral elektrik üretimine devam etmekte ve Biga´da 3´üncü termik santral inşaatı tamamlanınca sayı 5´e çıkacaktır. Bunlara ek olarak, Biga Ovamızda 3, Çan´da 1, Lâpseki´de 1 olmak üzere 5 proje ön lisans almıştır. Biga´da 1, Lâpseki´de 1, Ezine´de 1, Gelibolu´da 1 proje daha değerlendirme aşamasındadır. Ayrıca ÇED süreci devam etmekte olan, yine Biga´da 2, Lâpseki´de 2 ve Yenice Çırpılar´da 1 olmak üzere 5 proje daha bulunmaktadır. Yazık değil mi arkadaşlar bu Çanakkale´ye, Çanakkale halkına? Toplam 19 termik santral bir kentin sırtına yüklenmektedir. Bu projeler tamamlanınca yılda en az 30 milyon ton ithal kömür Çanakkale´de yakılacaktır. İthal kömüre dayalı mevcut enerji politikalarının maliyeti uzun vadede jeotermalden, güneşten, rüzgârdan daha ucuz mudur ki biz ülke olarak bu Vandalizm´e teslim oluyoruz, hem de ülkemizin en güzide koylarına, ormanlık alanlarına bu zehir saçan bacaları konduruyoruz?
Önemli bir enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji potansiyeline sahip Türkiye´nin önümüzdeki on beş yıl içerisinde rüzgâr, güneş, jeotermal başta olmak üzere yenilenebilir enerjiyi öne çıkaran bir enerji politikası izlemesi gerekmektedir. Değerli milletvekilleri, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu´nun 13´üncü maddesi kısaca "Mutlak tarım arazileri tarımsal üretim amacı dışında kullanılamaz." der. Bu işleri yaparken, daha on yıl önce hükûmetleriniz döneminde çıkardığınız bu yasaya bari uymanız gerekmez mi? O nedenledir ki 9 Ocak 2015 tarihinde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın Mehdi Eker "Sulu mutlak tarım arazisi özelliği gösteren Biga Ovası´nda termik santral ve sanayi tesisi yapılma imkânı bulunmamaktadır." diye yazı yazıp altına imza atmıştır. Arkadaşlar, söz konusu Biga Ovası´nda Sayın Bakanın ifade etmekte sakınca görmediği arazi özellikleri değişmemiştir. Biga Ovası hâlâ tarımsal değeri olan tarım arazisidir. Sadece tarım arazileri değil, orada yaşayan yurttaşlarımız da bundan etkilenecek, tıpkı Yatağan Termik Santrali´nin onlarca kilometre çevresinde yarattığı tahribatın fazlası Çanakkale´mizde gerçekleşecektir.
Değerli milletvekilleri, şu an Çanakkale´de çalışmakta olan ve inşa hâlindeki kurulu güç 3.845 megavattır, ön lisans almış kömür termik santralleri 3.325 megavattır, ön lisans başvuru aşamasındaki kömür termik santralleri 4.392 megavattır, ÇED süreci devam eden kömür santralleri 4.720 megavattır. Çanakkale tek başına 16.282 megavatlık termik santral kurulu gücüne ulaşacaktır. Türkiye´nin şu anki kurulu kömür termik santralinin 15.087 megavat olan gücünü bile geçmektedir. Arkadaşlar, biz bu katliama dur demez isek 16.324 megavatlık enerji ithal kömürle üretilecek ve Çanakkale bir ithal kömür cehennemine dönüşecektir. Bölgenin ihtiyaçları, tarımsal potansiyeli ve sağlık istatistikleri göz önünde bulundurulmamıştır. Gelin Çanakkale´yi cehenneme çevirecek bu projelere dur diyelim, gelin ülkemizi kendi ellerimizle kirletmeyelim. Bundan sonra Çanakkale halkı da bu maskeyle dolaşmak zorunda kalmasın” dedi.
YORUMLAR