ÇANAKKALE CHP MİLLETVEKİLİ BÜLENT ÖZ´ÜN BASIN AÇIKLAMASI

Demokrasiye, Milli Egemenliğe karşı yapılan 15 Temmuz darbe girişimi akşamı TBMM´de canımızdan feragat ederek bombaların altında Demokrasi Nöbetimizi tuttuk.

O akşam savaş uçakları ve helikopterler tarafından çok alçaktan uçuş yapılarak Demokrasinin ve Milli Egemenliğin kalbi olan TBMM taciz edildi. Ardından sabaha kadar süren bombalamaya maruz kaldık.

- Bir süre odamdan kulakları sağır edercesine, Meclisin hemen üzerinden çok alçak geçiş yapan savaş uçaklarını, helikopterleri ve ateş açma görüntülerini çekebildim. Yine odamın penceresinden Dikmen kapısının önünden Tankların geçişini üzüntüyle izledim. Sokakların güvenli olmadığını, çatışmaların olduğuna tanık oldum. Daha sonra CHP Grup Başkan Vekillerimiz, CHP´li bir grup Milletvekillerimiz ve Mecliste grubu olan diğer partilerin Milletvekilleri ile birlikte Genel Kurul´da buluşarak yapılan bu darbe girişimine karşı dik duruşumuzu sergiledik. Demokrasiye inancımızı, Milli Egemenliğin üzerinde hiçbir gücün olamayacağını tüm ülkeye ve dünyaya gösterdik. Bu süreçte Türk Silahlı Kuvvetlerinin Cumhuriyetin temel değerlerine bağlı şerefli komutanlarının ulusun yanında yer alan milli duruşları ve 14 yıllık iktidarları boyunca etkisizleştirmeye, susturmaya çalıştıkları medya organlarımızın cesur yayınları Türkiye´yi uçurumun kenarından döndürmüştür.

Milli Mücadele yıllarında ülke işgal altındayken bile kapanmayıp çalışmalarını sürdüren TBMM, 15 Temmuz akşamı da bombalanmasına rağmen çalışmıştır. Savaş zamanlarında ve dahi bundan önceki darbe girişimlerinde bile bu tür saldırıya maruz kalmayan TBMM´ne karşı yapılan bu alçakça saldırıyı yapan darbecileri lanetliyorum. 

Ertesi gün üzülerek aldığımız bilgilere göre, Genel Kurmay kavşağında tankların araçları ezdiği, belli noktalarda darbeci gerici subayların sivil halka ateş açtığı haberlerini esefle öğrendik. Bugünde Genel Başkanımız ile birlikte Ankara´da açılan ateş sonucu yaralanan vatandaşlarımızı hastanelerde ziyaret ettik. O akşam yaşananları Onlardan bir kez daha duyduğumuzda olayın vahametini bir kez daha yaşadık. Türk ordusunun hiçbir şerefli subayı halkına ateş açmaz. Buradan bir gerçeği de ifade etmeliyim, yıllardır ordu içinde ve kamu kurumlarında semirmesine katkı sundukları bu asalak gerici çeteyle kol kola yürüyenler, Silahlı kuvvetlerdeki subaylara işbirliği içinde kumpaslar kuranlar, bu cuntanın gizli işbirlikçileridir.  Darbe gecesi şehit olan 208 polis ve sivil vatandaşlarımıza Allah´tan Rahmet, ailelerine sabırlar, çok sayıda yaralı, polis ve vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyorum.

Aynı şekilde şunu da belirmek gerekir ki; Fatih Sultan Mehmet Köprüsünde nereye ve hangi amaçla gittiğini bilmeyen emir eri askerler olay bittikten sonra silahlarını bırakmış ve teslim olmuştur. Ancak akabinde oraya gelen kişiler tarafından Mehmetçikler hunharca linç edilmek istenmiştir. Bu tabloyu kabul etmiyor ve bu girişimin de en az darbecilerin ki kadar alçakça olduğunu vurgulamak istiyorum.

Bu noktada şunu söylemek gerekir. Darbecilerin, masum polis ve sivil vatandaşlarımızı öldürme amaçlı girişimleri de, emir eri olan askerlerimize bazı kişilerce yapılan linç girişimlerinin de hukuk çerçevesinde cezaları verilmelidir. Adalet, demokrasi her aşamada, herkes için gereklidir ve elbette yapılan kötü muamele cezasız bırakılmamalıdır. Ancak verilecek ceza kişilerin kendi keyfiyetinde değil, hukukun üstünlüğü çerçevesinde olmalıdır. Darbeciler, tüm işbirlikçileri ile birlikte hukuk düzeni içinde yargı önünde hesap vermelidir. Anayasa ve hukuk sınırları dışına taşıyıp bir cadı avına dönüştürmek, Anayasayı ihlal eden darbecilerle aynı konuma düşmek olur.

Bu bağlamda o gece atılan bombalar, Türk Milletine, Demokrasiye, Milli İradeye, Cumhuriyete atılmıştır. CHP olarak tüm inancımızla şunu söylemek isteriz ki; Bu darbe girişimi TSK´ya ve Türk Milletine karşı yapılmıştır. Darbelerden hep darbe yemiş bir parti olarak, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da asker sivil ayrımı yapmaksızın her türlü darbe girişimine ve vesayete şiddetle karşı olduğumuzu ifade ederiz. Yapılan bu darbe girişimini şiddetle kınıyoruz.

Son olarak; o karanlık gece TSK içerisindeki şerefli kadroların, Başta Cumhuriyet Halk Partisi, MHP, HDP ve AKP´nin kararlı tutumu, Medyanın cesur yayınları, cuntacıların toplum içinde taban bulmasını engellemiş, bu atmosfer cuntacıların millet vicdanında mahkum olmasını sağlamıştır.  Sokağa çıkarak milli iradeye sahip çıkan halkımızda darbe girişiminin engellenmesine katkı sunmuştur. Ancak bu durumu fırsata çevirmek isteyen eli sopalı silahlı para militer güçler kitleleri manipüle ederek çeşitli provokasyonlara kalkışmıştır. Bu ve benzer yaklaşımların darbenin boşa çıkarılmasından sonra sürdürülmesi, halkın kutuplaştırılmasına, kışkırtılmasına, çatışma ortamının yaratılmasına, Türk Silahlı Kuvvetlerinin düşman gibi gösterilmesine dönük yaklaşımların derhal önüne geçilmelidir. Barış ortamını sağlayacak olan siyaset kurumu ve devlet organlarıdır.

Ülkeyi yönetenlerin aklıselim davranmaya ve demokrasinin kurum ve kurallarının yerleşmesine dönük adımlar atması gereken bir dönemdeyiz. Hala toplumu geren açıklamalardan Sayın Cumhurbaşkanı dahil sorumluluk sahibi herkes vazgeçmelidir. Türk halklı barış ve huzur içinde, demokratik özgürlüklerin Anayasal ve yasal güvencede olduğu kuvvetler ayrılığı ilkesinin esnetilmediği demokratik bir Türkiye´de yaşamayı hak ediyor. Bunu bu millete çok gören yaklaşımlardan derhal vazgeçilmelidir. 

Kanımca çok önemli bir konuyu da ifade ederek yazımı tamamlamak isterim. Bu darbe girişimi TBMM´nde grubu olan tüm partiler için bir ders niteliği taşımalıdır. Türk Siyasi hayatında birlik ve beraberlik anlayışında olması bakımından bir başlangıç olmalıdır.

Bundan sonra Genel Kurul çalışmalarını ön yargılardan uzak sadece Milletin menfaatleri doğrultusunda yürütmelidir.

Bu sebeple, Ülkemizin geleceği tam demokrasidedir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bütün siyasi partilere açık çağrımızdır: Güçlü bir parlamenter sistem ve özgürlükçü demokrasi için her türlü çabayı göstermeye hazırız. Bu bizim tarihi sorumluluğumuzdur.