Çanakkale CHP Milletvekili Bülent Öz´ün Koalisyon Görüşmeleri Değerlendirmesi
Başbakan Sayın Davutoğlu ve Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu´nun gerçekleştirdiği son görüşmeden anlaşılmıştır ki, CHP´nin bütün iyi niyeti ve AKP ile kurulması olası bir koalisyon hükümetinin partimiz açısından bütün risklerini üstlenmeyi göze alarak, kamuoyu önünde açıkça yürüttüğü görüşmeler olumsuz sonuçlanmıştır. AKP partimize bir koalisyon hükümeti değil, 3 ay süreli seçim hükümeti kurulmasını teklif etmiştir.
Cumhuriyet Halk Partisinin önerisi en az 4 yıl ufku olan reform odaklı, geniş tabana dayanan bir hükümet kurulması ve ülkenin meselelerine çözüm üretmesi idi.
Ülkemizin 7 Haziran öncesi içine sürüklendiği dış politika endeksli açmazlardan, ekonomide yaşadığı kan kaybına ve özellikle son bir ay içinde ülkenin her yanının bir kan deryasına dönüşmüş olması gerçeğinden hareket ettik. Milli irade diyenlerin milli iradeyi nasıl oyaladıklarına ülke olarak tanıklık ettik. Cumhuriyet Halk Partisi ülkenin kangren olan sorunlarına çözüm üretmek için tüm samimiyeti ile ilkelerini ortaya koymuş ve samimi davranmıştır. Evrensel demokrasilerde olmazsa olmaz olan önerilerimizin karşılık bulmadığı anlaşılıyor. Türkiye´nin temel meseleleri üzerinde bir müzakerenin olmadığı salt bir görüş alışverişi şeklinde görüşmelerin yürüdüğünü Sayın Kılıçdaroğlu açık yüreklilikle açıkladı. Biz beş temel başlıkta kronik sorunları ifade ettik. Bunlar; Dış politika, Ekonomi, Anayasa, Eğitim ve Toplumsal Barış. Biz Cumhuriyet Halk Partisi Olarak; “Yurta barış, dünya barış” dedik. Türkiye Orta gelir ve orta teknoloji tuzağından kurtarılmalı, üreten istihdam yaratan bir ekonomik model kurulmalı dedik. Özgürlükçü, Parlamenter sistemi güçlendiren kuvvetler ayrılığı ilkesini ve hukukun üstünlüğünü egemen kılan birinci sınıf bir demokrasiye ancak yeni bir anayasa ile ulaşabiliriz dedik. Türkiye´yi bilgi toplumuna taşımak için okullarla, bölümlerle, inançlarla uğraşan değil, bir bütün olarak eğitim sistemini ele alıp bilimselliğe ve başarıya odaklı bir anlayış gereklidir dedik. Etnik kimlik, inanç ve yaşam tarzı ekseninde bölünen toplumu yeniden kaynaştırmak gerekir dedik. Bu ifade ettiğimiz meselelerdeki yaklaşımlarımıza kim hayır diyebilir. Yandaş medyanın saray eşrafından aldığı suflelerle görüşülmeyen konular üstünden bir kriz çıkarma çabasının beyhude olduğu da anlaşılmıştır.
Milli İradeye saygı diyenlerin Sarayın Kaprisleriyle Ülkeyi Belirsizliğe Sürüklemesi Düşündürücüdür.
Milli irade 4 siyasal partiyi parlamentoya göndererek buradan bir yönetim anlayışı çıkmasını beklemiştir. Öyle anlaşılıyor ki siyasal iktidarlarını sürdürmek adına ülkenin her gün başka bir bölgesinden çatışma, patlama seslerinin geldiği tablo kimilerini rahatsız etmiyor. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak Türkiye´nin ivedilikle doğru bir rotaya girmesini ilkeleri ve hedefleri belirli bir koalisyonla normalleşmesini istediğimizi tüm samimiyetimizle ifade ettik. Aynı samimiyetin karşılık bulmadığı anlaşılmıştır. Demokratik teamüllerin gereğini beklemenin de beyhude olduğu, Anayasanın ülkeyi yönetenler tarafından pekte dikkate alınmadığını gördük. Anayasa´da açıkça tanımlanan Cumhurbaşkanının görevleri ve Anayasa 103. Maddesinde yazan yemin metnini dahi dikkate almayan ve tarafsızlığına gölge düşüren, esneten, sündüren Sarayın, Anayasa 116´da tanımlanan ve açıkça yoruma mahal veren madde hakkında, anayasa açık esneklik yok dediği bir ortamda görev büyük Türk Milletine düşmektedir.
Ülke kan gölüne dönmüş ve her bir bölgesinden gün aşırı şehit haberlerinin geldiği bir ortamda, koltuk önceliğinden hareket edenler Türkiye´nin sorunlarını çözemezler. Cumhuriyet Halk Partisi Halkın çıkarlarını düşünmeye ve bu doğrultuda çözüm üretmeye devam edecektir. Sayın Davutoğlu´nun tek seçenek erken seçimdir yaklaşımı Anayasa´yı zorlamaktır. Güvenoyu alacak bir hükümet seçeneği ortaya koyamıyor ise derhal görevi Saraya iade etmelidir. Kimsenin Türk halkını oyalamaya ekonomik krizi derinleştirmeye hakkı yoktur. Teamüller gereği görevin Sayın Kılıçdaroğlu´na verilmesi gerekmektedir.
YORUMLAR