ÇANAKKALE MİLLETVEKİLİ ÖZ´DEN BÜYÜKŞEHİR DEĞERLENDİRMESİ
CHP Çanakkale Milletvekili Bülent Öz; “Öyle anlaşılıyor ki Çanakkale´de bir süre Bütünşehir meselesi etrafında bir tartışma yürüyecek. Bu durumda bu bütünşehir uygulaması nereden çıktı kısaca bakmakta fayda var diye düşünüyorum.
10.07.2004 yılında 5216 sayılı Büyükşehir Kanunu ile İstanbul ve Kocaeli´yi içine alan bir düzenleme yapılmış ve il mülki sınırı Büyükşehir Belediyesinin sınırı olarak tanımlanmış ve pilot uyguma bu anlamıyla bu iki ilimizde hayata geçirilmişti. 12.11.2012 tarihinde ise pilot illerde gerçekleştirilen uygulamayı olumlayan bir pratik ortada yok iken Ana Muhalefet olarak bütün haklı eleştirilerimize rağmen bütün büyükşehirler ve yeni ilan edilen 13 Büyükşehir belediyesini de kapsayacak şekilde kamuoyunda bütünşehir yasası olarak bilinen yasa kabul edilmişti.
Köy ve Beldeler İle İl Özel İdarelerinin Tüzel Kişiliği de Kaldırılmıştı.
Bu yasa ile bu illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmışlar ve il özel idarelerinin tüzel kişiliği de kaldırılmıştı.
Bölgesel Özerkliği Getirecektir.
Bu bütünşehir tasarısı meclise getirildiğinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu bu tasarının ülkemiz açısından ciddi bir şekilde tartışılması gereken hususlar ihtiva ettiğini ifade etmişti. Zira tasarı ile büyükşehir belediye sınırlarının il sınırlarına çıkarılmasıyla geçilmek istenen BÜTÜNŞEHİR, anlayışı ile kendiliğinden bölgesel yönetimler ihdas edilmiş olacaktır. Yerel yönetim düzeyinde ortaya çıkan bu yapılanma şüphesiz ileride bölgesel özerkliği gündeme getirecektir. Gibi çok iyi anımsadığım eleştirilerimiz olmuştu. Nitekim acı ile tecrübe ettiğimiz Hendek savaşlarında Türkiye bunu acı bir şekilde tecrübe de etti aslında. Umut ederim, bugün bütün büyükşehirlerimizde uygulanan bu yasa Türkiye için daha büyük problemlerin doğmasına yol açmasın.
Bütünşehirler de Hizmet Maliyetleri Mi Düştü Hizmetlerin Kalitesi Mi Arttı?
Burada Çanakkale´nin Bütünşehir yasası kapsamına alınmasından önce sorulması gereken kritik soru Hali hazırda Bütünşehir kapsamında olan büyükşehirlerde hizmet maliyetleri düşmüş müdür? Oralarda yaşayan yurttaşlara yeterli hizmet gitmekte midir? Hizmetlerin kalitesi artmış mıdır? Bu sorulara bir Allahın kulunun çıkıp evet hizmet maliyetleri düştü yurttaşlarımız daha kaliteli hizmet alıyor diye cevap verebileceğini düşünmüyorum.
Hizmet ölçeği genişletildiğinde alt yapı, toplu ulaşım, arıtma, numarataj ve bunun gibi hizmetleri vermek imkânsız hale gelecektir. Bu model, belediye hizmetlerinin aksamasına ve hizmetlerin aşırı derecede pahalılaşmasına yol açacaktır. Nitekim kapsama dahil edilen illerin tamamında bu ve benzer sorunlar hala yaşanmaktadır.
Çanakkale´de 21 Belde ve 565 Köyün Tüzel Kişiliği Sona Erer.
Konuya Çanakkale özelinde bakacak olur isek; 2013 Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre 502 328 kişidir. Nüfusun %57,5`i 288 770 kişi İl ve İlçe merkezlerinde yaşarken, %42,5`i 213 558 kişi belde ve köylerde yaşamaktadır. İl merkezi nüfusu 116 078, ilin nüfus yoğunluğu ise km² başına 51 kişidir. Çanakkale´de Merkez ilçe ile birlikte 12 ilçe, Çanakkale il sınırları içinde 21 Belde ve 565 Köy bulunmaktadır.
Dolayısıyla Çanakkale´nin Büyükşehir olması durumunda; il sınırları içinde yer alan 565 köy ve 21 belde belediyesi tüzel kişiliğini yitirecektir. Köyler mahalle olacak, belde belediyeleri de mahalleleriyle birlikte bağlı bulundukları ilçeye katılacaklardır.
Söz konusu yerel yönetim birimlerinin sadece tüzel kişilikleri kaldırılmayacak aynı zamanda malları da tasfiye edilecektir. Bu durum mülkiyet hakkına aykırı olmasına rağmen 2012´de yasa marifetiyle uygulandı. Demek ki bir madde eklemek suretiyle Çanakkale´mizi de bu kervana katmak istiyorlar.
Belde Belediyeleri Ve Köyler, Halka En Yakın Yerel Yönetim Birimleridir.
Hiç kuşku yok ki belde belediyeleri ve köyler, halka en yakın yerel yönetim birimleridir. Belediyelerde ve köylerde yaşayan halka sormadan bu yönetim birimlerinin tüzel kişiliklerini ortadan kaldırmak, ve bunu daha iyi hizmet daha fazla demokrasi masalıyla anlatmak pek gerçekçi bir durum olmasa gerek. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bakış açımız, belde düzeyinde yerel halkın yönetim yetkisini ortadan kaldırmak yerine, bu yönetim birimlerini idari ve mali açıdan güçlendirmenin daha yerinde olduğudur.
Bütün Şehir mi? Bütünleşemeyen Şehir mi?
Tabi işaret ettiğim şey salt Çanakkale olarak bizim karşı karşıya kalacağımız bir tablo değil bugün idari olarak büyükşehir olan illerde yurttaşlarımızın yaşadığı temel sorun alanlarından sadece bir kaçı. Uygulamadaki büyükşehirlerde, ölçeğin genişlemesi, demokrasinin gelişmesine değil, kontrol ve devasa büyüklükteki kent rantlarına vesile olmuştur. Bu rantlar uğruna o kentte otoritenin yoğunlaşması ve ulaşılamayan büyükşehir belediye başkanları gerçeğine yol açtığını izliyoruz. Şimdi bu modelin Çanakkale´ye de getirilmek istendiği anlaşılıyor.
Bugün Türkiye´de halkın ihtiyacı olan daha fazla otorite değildir, iktidarın tek elde daha çok yoğunlaşması ise hiç değildir. Aksine, halkımızın ihtiyacı, daha fazla demokrasidir.
Dolayısıyla ilimizin de kapsama alınması halinde Çanakkale il belediyesi, il yönetimi ve köyler üzerinde sarsıcı etkiler yaratması söz konusu olabilecek bir uygulama olacağını kıymetlendiriyorum. Halk arasında Bütünşehir olarak bilinse de bütünleşemeyen bir Çanakkale yaratması söz konusu olabilecektir.
Köylü Yaşam Alanı Üzerindeki Tasarruf Haklarını Kaybedecektir.
Bütünşehir köylü için ne ifade edecek kısaca ona da değinmek istiyorum. İlk etapta şunu ifade edebilirim, köylü yaşam alanı üzerinde tasarruf haklarını kaybedecektir. Bütün şehir olan kentlerde köy tabelası sökülerek mahalle tabelası asılmıştır. Bu Çanakkale içinde geçerli olacaktır yasalaşması halinde, Peki köyün mahalle haline getirilmesi köylünün yaşamını iyileştirecek mi? Aksine kötüleştirecek mi?
Yandaşlar Zenginleşirken Köylü Yoksullaşır.
2012´de yasalaşan uygulama ile gerek 6292 olarak bilinen 2/B Kanunu, Kentsel Dönüşüm Kanunu ve gerek diğer kanunlarda yapılan değişikliklerle, hazine arazilerinin ve 2/B olarak bilinen orman dışına çıkarılan alanların, belediyelere proje alanı veya kentsel dönüşüm adı altında devri ile bu arazilerin şehirleşmeye açılması sonucu oluşan rantın tamamı büyükşehir belediyelerine aktarıldı. O kentlerde yandaşlar zenginleşirken köylü yoksullaşıyor, Çanakkale´de de tablo bundan farklı olmayacaktır.
Köy topraklarının proje alanı veya kentsel dönüşüm bölgesi olarak belirlenmesi durumunda, tarım ve hayvancılıkla geçinen dar gelirli köylüler, arazileri kıymetlendiği halde bu ranttan herhangi bir pay alamayacaklardır. Üstelik yandaş değillerse başka yer gösterilerek veya kamulaştırma yoluyla köylerinden bile gönderilebileceklerdir.
Hiç kuşku yok ki Çanakkale´nin de bu kapsama alınması halinde bizim köylümüzde yoksullaşacaktır.
Köyde Yaşayan Yurttaşlarımız Daha Fazla Vergi Ödeyecek.
Tarım ve hayvancılıkla uğraşan, suyu bedava kullanan, vergi muafiyetine sahip köyler, belediye sınırlarına alınmakla bu hak ve muafiyetlerini kaybedecek ve köylü için hayat daha pahalı hale gelecektir.
Bütünşehir olunması durumunda Çanakkale köylüsü için ne değişecek birkaç örnek vereyim: konutlarda binde 1 olan vergi, 5 yıllık muafiyet süresi geçtikten sonra binde 2´ye katlanacak, yani yüzde 100 artacaktır. Konut dışı binalarda binde 2 olan vergi binde 4´e çıkacak, yüzde 100 artacak; arsalarda binde 3 olan oran, binde 6 olarak uygulanacak, bu vergi de yüzde 100 artacaktır. Demek ki 5 yıl sonra köylülerimizin sadece bu yasadan kaynaklanan vergi yükü yüzde yüz artacaktır.
Köylerin tüzel kişiliğinin kaldırılması ve belediye sınırlarına alınması ile bu alanlarda yabancılara toprak satışının da önü de açılacaktır ki zaten Çanakkale´de yoğun bir arazi el değiştirmesi yaşanmaktadır. Köprü projesinden sonra bir de bütünşehir olunur ise bunun nerede duracağını kimse kestiremez.
2003 yılında 4916 Sayılı Kanun ile Köy Kanunu´nun 87´nci Maddesi değiştirilmiş, yabancı gerçek kişilerin köy arazilerinde taşınmaz edinmeleri yasağı kaldırılmıştı. Ancak bu değişiklik, Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilmişti. Çıkarılmak istenen bu kanun ile bütünşehirler de bu kararın geçerliliği de ortadan kalkmış olacaktır.
Kentlerde Seçilmiş Emirler, Ankara´da Seçilmiş Sultan Yaratma Telaşı
Burada yaptığım eleştiriler sonrası Büyükşehir olmaya karşıymışız gibi bir algı oluşmasını istemem ama yürürlükteki bütünşehir yasasının ne getirip ne götüreceğini de ifade etmek gerekiyor. Ademi merkeziyetçi bir yerel yönetim anlayışı sosyal demokratların projesidir. Ancak bu yapılırken ülkenin önceliklerinin ve içinden geçtiği koşulların doğru okunması gerekir diye düşünüyorum. Dün bu yasalar çıkarılırken partimin yaptığı eleştirilerin ne kadar yerinde olduğunu gördük. 2012´de bu yasa çıkarılırken bu sistem değişikliğinin yapı taşıdır demişiz.
Başkanlık Eliyle Bölgesel Özerk Provası
Şimdi yasayı bütün illere uygulayıp ardından bölgesel özerkliğe geçişte yapbozun eksik parçalarını tamamlamak istedikleri anlaşılıyor. Bugün gündemde olan başkanlık tartışmaları da yapbozun son noktası olacaktır. Bugün hedef daha net görünüyor. Bu bizi bölünmeye götürür demişiz, Güneydoğuda Hendek Savaşlarını Türk Milleti olarak birlikte izledik. Özetle kentlerde seçilmiş Emirler, Ankara´da seçilmiş Sultan yaratmanın telaşıyla 20122de bu yasa çıkarılmıştı. Türk Milleti seçilmiş Sultanlığa geçit vermeyecektir.
Büyükşehir olmayla birlikte genel bütçeden kente ayrılacak kaynağın payı elbette ki artacaktır ancak bunun fayda maliyet analizinin iyi yapılması gerektiğini düşünüyorum. Genişleyecek hizmet alanına hızlı hizmet götürmek hali hazırdaki kentte yaşayan nüfusa hizmet götürmekten çok daha zor ve pahalı bir eylem olarak karşımıza çıkacaktır. Kuşkusuz ki hizmet maliyetleri artacaktır.
Çanakkale ile ilgili olarak, komisyonlara yasa değişikliğine ilişkin kanun teklifi yada tasarısı geldiğinde daha net bir değerlendirme yapma olanağı olacaktır” dedi.
YORUMLAR