CHP Çanakkale Milletvekili Bülent ÖZ´ün 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Kutlama Mesajı

29 Ekim 1923′de, Mustafa Kemal ATATÜRK Türkiye Büyük Millet Meclisi´nde Cumhuriyeti, ulusun meşru temsilcilerinin de kabul oylarıyla ilan ederek büyük Türk Devrimini Cumhuriyetle taçlandırdı. Bu adımla babadan oğula geçen saltanat yönetimi terk edilmiş ve ulus kendisini, seçtiği temsilcileri aracılığı ile yönetmeye başlamıştır.

1923 yılından günümüze, Türkiye Cumhuriyeti Devleti çeşitli gerici kalkışmalarla karşı karşıya kalmış ve her defasında bunun üstesinden gelmeyi başarmıştır.

Cumhuriyet rejiminden rahatsız olan ve Cumhuriyetimizin Laik, Demokratik Anayasal Hukuk Devleti olma niteliğini; Ilımlı İslam Cumhuriyetine evirmeye dönük niyetlerini gizleme ihtiyacı duymadan faaliyet yürüten iktidar bu çabasını doruk noktasına çıkarmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti´nde halk kendini yönetme hakkını, Kuvvetler Ayrılığı prensipleri içerisinde Anayasal organları eliyle kullanır.

Ulusumuz geçtiğimiz aylarda, iktidarın ikiz kardeşi, gerici, dinci faşist bir cuntanın kalkışmasına tanık olmuş neyse ki silahlı kuvvetlerin içerisindeki bu çete ulusun ve ordu içerisindeki şerefli Türk subaylarının direnişi ile amacına ulaşamamıştır.

Bu çete yıllarca, AKP ile işbirliği içerisinde Cumhuriyetin temel niteliklerini savunan Gazetecileri, Sivil Toplum Örgütü Liderlerini, Profesörleri, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarını, yıllarca, “ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ” adlı varlığı tartışmalı bir yapıyla ilişkilendirerek, özgürlüklerini ellerinden almış, ve mensuplarına alan açmıştı. Birlikte gerçekleştirdikleri tavsiyeler sonrası TSK´da kritik komuta kademesine yerleşen çete en nihayetinde 15 Temmuz´da ulusu felakete sürüklemeye kalktı.

Sayın Cumhurbaşkanı, seçildiği ve TBMM´de yeminini ettiği günden itibaren mütemadiyen eylemli olarak Anayasa ihlali suçunu işlemeye devam etmiş ve bu durumun kendisi açısından olması gereken normal bir durum olduğu ağlısı üstünden bir Anayasa değişikliği talebini sürekli olarak yenileye gelmiştir.  Mevcut koşullarda yürürlükte bir Anayasa ve o Anayasa hükümlerine uymayan bir Cumhurbaşkanı pratiğiyle ülke karşı karşıya kalmıştır. Başkanlık tartışmalarının en hararetli olduğu süreç 7 Haziran seçimlerindeki kampanya süreci olmuş, tarafsız olması gereken Sayın Cumhurbaşkanı meydanlarda içinden çıktığı siyasal parti lehine propaganda yapmış ve neticesinde Türk milleti AKP´nin bırakınız Anayasa´yı tek başına değiştirecek çoğunluğa erişmesini, tek başına hükümet etmeye yeter sayıda milletvekili dahi çıkaramamıştır. Süreçte MHP liderinin takındığı tavrın etkisi ile 1 Kasım´da ülke zorunlu bir erken seçime zorlanmış, bu seçim neticesinde de Türk Halkı Anayasa´yı değiştirecek nitelikli çoğunluğa ulaşmalarına müsaade etmemiştir. Dolayısı ile millet nezdinde yaşanan başkanlık tartışması bir yıl içerisinde iki kez tekrarlanan seçimler neticesinde noktalanmıştı.

Ülkenin kanayan hiçbir sorununa kalıcı, akılcı çözüm önerileri getirilmeyen kısır bir siyasal tartışmanın, Başkanlık Tartışmasının, yurttaşlarımız açısından da olumlu bir tarafı bulunmamaktadır.

Ülkemizin bölünmez bütünlüğü ve Anayasamızın değiştirilemez ilkeleri çerçevesinde bağımsız bir ülke olarak tek amacımız akıl ve bilimin önderliğinde çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak ve onu da aşmaktır. Binlerce yıllık ortak bir tarih ve kültürel birikimin yarattığı Türk Ulusu, bütün sorunlarına çözüm bulacak ve uygulayacak güç ve yetenektedir. Devletimize, cumhuriyetimizin temel değerlerine ve milletimizin bütünlüğüne yönelik saldırılar bugün olduğu gibi, yarın da devam edecektir.

Çeşitli uluslararası çevrelerin güdümünde Cumhuriyete ve onun kazanımlarına saldıranlar bilmelidirler ki, Cumhuriyet Halk Partisi ulusun kaderini tek adamın heves ve ihtiraslarına bırakacak bu düzenlemelere her zeminde karşı çıkmaya ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti´nin kurucu değerleri ekseninde, Türk Demokrasi´sini savunmaya devam edecektir.

Bu duygu ve düşüncelerle ulaştığımız Cumhuriyetin 93. yılında HALKIMIZIN CUMHURİYET BAYRAMINI KUTLUYORUM. Sevgi ve saygılarımla.