Chp´li Muharrem Erkek´ten Sandığa Çağrı
Referandum kampanyası maalesef eşitsiz koşullar altında yürütüldü. Devletin tüm olanakları; uçakları, otobüsleri, bütçesi, örtülü ödeneği, OHAL´in verdiği baskı ve KHK gücü evet kampanyası için kullanıldı. Herkesin vergilerinden oluşan bütçe ile evet kampanyası yürütülmesi adaletsizliktir. Bu esnada objektif davranan, kamu kurum ve kuruluşlarından yapılan açıklama ve devlet olanaklarının verdiği gücün baskısına rağmen her görüşe yer veren basın yayın organlarının temsilcilerine, bu duruşu için teşekkür ediyorum.
1982 Anayasası´nda, 2010 yılına kadar yapılan onlarca değişiklik ileriye doğrudur; demokrasi ve özgürlük yönündedir. 2010 yılında FETÖ ile AKP´nin birlikte yaptığı Anayasa değişikliği ilk kez Anayasa´da geriye gidişe neden olmuştur. Yargı, onun sonucunda AK Parti tarafından FETÖ mensuplarına teslim edilmiş; ardından yine AK Parti ve FETÖ ortaklığıyla Türk Silahlı Kuvvetlerine kurulan Balyoz, Ergenekon gibi kumpaslarla bu süreç birleşmiş, 15 Temmuz´a gelinmiştir. 2010 Referandumu öncesinde Anayasa değişikliğini savunanlar, bugün de aynı gerekçelerle benzer bir savunma yapmaktadır. Biz o zaman da “hayır” diyorduk. “Maalesef” haklı çıktık. Keşke haklı çıkmasaydık, AK Parti ve FETÖ birlikte hareket etmeseydi ve 15 Temmuz yaşanmasaydı. İleride benzer şeyler yaşanmasın ve yine “keşke haklı çıkmasaydık” dememek için “hayır”da hayır var diyoruz.
Yargı ve yasamanın partili bir Başkanın bünyesinde birleştirilmesine, Meclis´in devre dışı bırakılmasına; hiçbir gerekçe olmadan Meclis´in Başkan tarafından fesih edilebilmesi, Yargı ve üst düzey bürokratların hiçbir denetim ve koşula bağlı olmadan Başkan tarafından atanabilmesi, Başkanın sınırsız ve koşulsuz Bakan ve Başkan Yardımcısı atayabilmesi, tek imzalı Başkan kararnamesi ile devletin tüm yapısının değiştirilebilmesi yetkilerine; demokratik Cumhuriyet rejiminin değiştirilmesini amaçlayan teklife HAYIR!
Değerli Arkadaşlar,
Artık referandum kampanya sürecinin sonuna gelindi. Her bir oy, hangi tercihte olursa olsun altın değerindedir. Geleceğimizin nasıl biçimleneceği, çocuklarımızın nasıl bir Türkiye´de yaşamasını istediğimiz soruluyor. Yanıtımız da ona göre olmalıdır. Özellikle bu referandumda herkesin sandığa gitmesi, tarihi bir yurttaşlık görevdir. Bu bilinçle hareket etmemiz gerekmektedir. Son olarak, sandıkların kapandığı ve oy sayımının başladığı saat 17.00 itibariyle herkes oy kullandığı sandığa giderek, kullandığı oya sahip çıkmalıdır. Oy kullandığı sandığın tutanağının bir fotoğrafının çekilmesi dahi büyük bir önemdedir. Başta Çanakkale olmak üzere, ülkemizde bu bilinçle hareket edileceğine olan inancım sonsuzdur.
16 Nisan referandumunda çıkacak sonucun “hayırlı olması” dileğiyle…
Unutmayalım ki “çocuklarımız bize güveniyor! Bu güveni boşa çıkarmayalım.”
Saygılarımla.
YORUMLAR