GÖKAY BULUT GÜVEN TAZELEDİ
Çan Atatürkçü Düşünce Derneği Olağan Genel Kongresi 19 Mart Cumartesi günü saat 12.30´da Çan Esnaf ve Sanatkârlar Odası Konferans Salonunda gerçekleştirildi.
Kongreye CHP Çanakkale Milletvekili Bülent Öz, CHP Çan İlçe Başkanı Av. Ümran Aydın, Çan Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Mehmet Güner, Çan Küçük Sanayi Odası Başkanı Ali Yıldız, Çan Ziraat Odası Başkanı Hasan Şahin, Çan Şoförler Odası Başkanı Cemali Ergin, Çan ADD Derneği Üyeleri ve vatandaşlar katıldı. Verilen önerge sonucu Çanakkale CHP Milletvekili Bülent Öz divan kurulu başkanı olarak seçildi.
Çanakkale CHP Milletvekili Bülent Öz yaptığı konuşmasında; “İyi ilişkiler kurduğumuz ve geçinebildiğimiz komşularımız kalmadı. Ülke içerisinde de yaşanan bu olaylarla birlikte bir savaş hali yaşar durumdayız. Dolayısıyla ADD Derneğinin Kongresinde de Atatürk´ümüzün sözünü hatırlatmak durumundayım, tabi ‘cihanda sulh´ kısmından başlamam gerekirse Haziran ayından bu yana başlayan bu terör olayları ile ilgili şu anda mevcut iktidara gerekli uyarılar yapıldı. Terör olayları var, ülke dışından gelen ülkemiz içine vesayet eden bir an önce durdurmamız gerektiğini daha önce duyurduk. Şunu hatırlatmak istiyorum; “Suriye meselesinde Şam´da, Suriye´de iki saate kadar namaz kılarız” diye başlayan süreç maalesef ne Şam´a gidilebildi, ne Suriye´ye gidilebildi. Bütün Suriyeliler ülkemize geldi. Tabi orada IŞİD başta olmak üzere birçok terör gruplarının oluşmasına bir şekilde yardım ve yataklık eden sorunlarla ilgili birçok uyarılar yaptık. O terör örgütlerinin o bölgelerde oluşum içinde olduğunu ve buna önlem alınması gerektiğini defalarca söyledik. CHP´nin bir söylemini daha dile getirmek isterim” dedi.
Çan ADD Başkanı Gökay Bulut yaptığı konuşmasında; “Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kritik günlerini yaşamaktadır. Halkımızın gündeminde olmadığı halde mevcut iktidar: Bölünme ve ortaçağ diktatörlüğü ile sonuçlanacak anayasa tartışmalarını dayatmaktadır. İçinde bulunduğumuz kargaşa ortamının tek sorumlusu 14 yılı aşkın süredir işbasında olan ve bu kargaşa ortamını yaratan mevcut iktidardır. Her gün yurdun değişik yerlerinden kalkan şehit cenazelerinde yer alan iktidar sözcüleri ülkeyi bu duruma getirenin kendileri olduğunu gizleyip Habur, Oslo, İmralı tutanaklarını unutturmaya çalışmaktadırlar. Bütün bu karanlık tablonun son sahnesi ise "Yeni Anayasa” adı altında bir başkanlık sistemi ve bölünmüş; bir Türkiye tablosudur. Başkanlık rejimi adı verilen bu maceracı gidişin gerekçeleri bizzat AKP yöneticileri tarafından hazırlandığı da bilinmektedir. Diğer taraftan bu sinsi plan emperyalizmin yüzyıllık rüyasıdır. Dünün SEVR´İ bugün BOP olarak önümüze konulmuştur.
Anayasa tartışmaları Türk milletine kurulmuş; bir emperyalist tuzaktır. Bu meclis anayasa yapmaya yetkili değildir. Gündemde yer alan: Bölücü anayasayı yapmak üzere TBMM çatısı altında toplanan esasen yasal olmayan anayasa komisyonu dağılmıştır. Emperyalizme ve monarşizme karşı Kemalist devrim yapan Cumhuriyet Halk Partisinin anayasa tuzağına düşmeyerek masadan kalkmasını doğru buluyoruz. Şimdi Sıra MHP´de aynı tavır içine girerek, Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletini etnik ve dinsel yapıda ayrıştıracak iki partiyi masada baş başa bırakmalıdır.
Vatanımızın bütünlüğünü milletimizin birliğini parçalamaya götürecek olan başta anayasa tuzağı yanında, AB yerel yönetimler özerklik şartnamesi, ana dilde eğitim vb. tuzaklara da açık kapı bırakılmamalıdır.
Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk: Bugünün başkanlık sistemi heveslisi işbirlikçilere o günlerden şöyle seslenmektedir. Amerikan başkanlık sisteminin memleketimize tatbik etmeyi hiç hatırıma getirmedim. Sistemsiz ve kanunsuz tarzda reisi cumhurlukla başvekâleti birleştirmeyi asla düşünmedim ve düşünecek adam olmadım bütün milletçe malumdur” diyerek cevabı vermiştir.
Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk´ün "kendi çıkarları için yabancılarla işbirliğine giren ve gücünü halktan almayan küçük bir azınlığın dışındaki tüm güçler; aralarındaki etnik dini ve siyasi ayrılıkları erteleyerek ulusal kurtuluş mücadelesi yolunda birleşmelidir." Sözünden yola çıkarak bölücü ve yıkıcı anayasayı yaptırmamak için cumhuriyetten yana bütün güçlerin el ele vermesi Tarihsel bir görevdir. Unutulmamalıdır ki aramızdaki hiçbir ayrılık Türkiye cumhuriyeti düşmanları ile olandan daha derin değildir...
Bu tarihi birliği sağlamak için Atatürkçü Düşünce Derneği olarak anayasadan ve kurucu iradeden aldığımız sorumluluk bilinci ile ülke geleceğinden yana olan tüm siyasi partilerimizi, sendikalarımızı, Meslek odalarımızı, derneklerimizi ve vakıflarımızı tarihi ve gündemi belirlenecek bir toplantıda bölücü anayasa tuzağına karşı mücadeleye çağırıyoruz... Birliğimiz gücümüz olsun. Türk Milleti, doksan yılı enkaz görenleri tarihe gömüp Cumhuriyet yolunda devam edecektir.
Yaşasın cumhuriyet!"
13 Mart Pazar akşamı yine terör belası Ankara yı kana buladı. 37 Vatandaşımız hayatını kaybetti. Milletimizin Acısını Paylaşıyoruz.
Artık yeter... Ölenlere Allah´tan rahmet diliyorum. Hepimizin milletimizin başı sağ olsun.
Cumhurbaşkanı ”Terör en Ahlaksız, vicdansız yollara başvuruyor " diyor.
Evet, terör her türlü Ahlaksız ve vicdansız yollara başvurur. Vatandaşlarıma şu soruyu soruyorum; ne oldu da terör tüm yurda yayıldı. 14 yıldır ülkeyi yönetenler ne yaptı da bu oldu? Bu soruyu her vatandaşın kendisine sorması lazım. Sorarsak ülkeye demokrasiyi getiririz. Aylardır Ankara´ya Emniyet Müdürü atayamayan bir iktidar terörü bitirebilir mi? Emniyet müdürü atandı ama ne zaman patlamadan iki gün sonra 15 Mart´ta atandı. Emniyet müdürünün olmadığı bir başkent düşünebiliyor musunuz? Buradan soruyorum milletin canını kim koruyacak? Çok yazık Hepimiz Allah´a emanet yaşıyoruz.
2000´li Yılların başında Devlet, ülkemizde terörü sonlandırmış iken, terör örgütlerini şımartıp büyüten, onlarla masaya oturup gizli pazarlıklarını ; "barış, çözüm, Açılım" adları altında millete dayatanlar, bugün gelinen noktanın tüm siyasi sorumluluğunu da üstlenmelidirler.
”Devlet adamlığı" bunu bilmeyi gerektirir.
Ülkesindeki yabancı Elçiliklerin "bilip” internet sitelerinde, kendi vatandaşlarını ” uyardığı” bir terörist Saldırıyı engelleyemeyen siyasi sorumlular derhal istifa etmelidirler.
Milli Bayramların Milletçe kutlanmasını hem sokakta, hem de hukukta kazandık.
19 Mayıs Atatürk´ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı Kutlamasını sınırlayan Milli Eğitim
Bakanlığı genelgesini iptal ettirdik.
29 Ekim´de Ulus meydanında ve daha sonra tüm yurtta ulusal bayram törenlerinde gösterdiğimiz direnç ile halkımızın bayram kutlamalarının önündeki engellerini fiilen kaldırmıştık.
Şimdi, davalarımızı hukuki açıdan da kazanıyoruz.
Milli Eğitim Bakanlığının 11.01.2012 tarih 817 sayılı, ”19 Mayıs Atatürk´ü Anma Gençlik ve Spor Bayramının Başkent dışındaki illerde sadece okullarda kutlanmasını öngören genelgesi, derneğimizin açtığı dava sonucunda Danıştay Onuncu Dairesi tarafından iptal edilmiştir.
Atatürk devrim ve ilkelerini koruma yönündeki mücadelemiz büyük bir kararlılıkla devam edecektir” dedi.
Yapılan oylamada yönetim kurulu adaylığı oylama sonucu Senem Akgün 33, Gökay Bulut 33, Mücahit Öner, Alper Öztürk, Mehmet Yalçınkaya, Turan Yıldız ve Adnan Yılmaz 32´şer oy alarak yönetim kuruluna girmişlerdir. Yönetim kurulu adaylığı oylama sonucu bu şekilde tamamlanmıştır.
YORUMLAR