"GÜVENLİ ÇALIŞMAK VE SAĞ SALİM AİLEMİZE KAVUŞMAK İSTİYORUZ"
05 Nisan Perşembe günü Çanakkale Devlet Hastanesinde görev yapan Üroloji Uzmanı Operatör Doktor Yusuf İlker Çömez´e yapılan saldırı ile ilgili Türk Sağlık Sendikası Çan Temsilciliği tarafından 6 Nisan Cuma günü saat 14.00´da Çan Devlet Hastanesinde bir basın açıklaması yapıldı.
Türk Sağlık-Sen Çan İlçe Temsilcisi Ahmet Uçar yaptığı açıklamada:
“Geçmişten adam hisse kaparmış. Ne masal şey! Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi? Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar; Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi? İstiklal şairi Mehmet Akif Ersoy´un milletlerin ve devletlerin ibret almaları ile ilgili söylediği bu dörtlük sağlık çalışanlarını cinayetleri kurban gittiği ve sistematik bir şekilde şiddete uğradığı durumu da tam anlamıyla özetlemektedir. Sağlık Çalışanlarına yönelik her şiddet olayından sonra sürekli yetkilileri uyarmıştık. Gereğini yapın, çalışma ortamlarını güvenli haline getirin demiştik. Hastaneleri ellerinde sopa, bıçak ve silahla basanlara dikkat çekerek felaket geliyor demiştik. Fakat uyarılarımız dikkate alınmadı. Sadece bizim uyarılarımız değil geçmişte yaşananlarda unutulup giderek gereği yapılmadı. Böyle de olunca sağlıkta, şiddette cinayete neden olabilecek saldırılar yaşandı. Hatta çalışanlar katledildi. Ne yazık ki sağlıkta Çanakkale´de devlet hastanesinde az kalsın yeni bir cinayete hunharca bir vahşete neden oluyordu. Üroloji uzmanı Dr. Yusuf İlker çömez polikliniğine gelen bir şahıs tarafından bıçakla yaralandı. Ölümden dönen doktorumuza acil şifalar diliyoruz. Yılın doktoru seçilen binlerce hastaya Şifa dağıtan ama kendini bilmez bir psikopatın saldırısına maruz kalan doktorumuzun bir an önce iyileşerek sağlığına kavuşmasını temenni ediyoruz.
Kıymetli Basın Mensupları; Her olaydan sonra yapılan uyarıları dikkate almayıp önlem almakta ihmalkar davrananlar da bu olayın sorumlusudurlar. Hayatından endişe ederek hizmet sunan sağlık çalışanlarının şiddete uğrayanların ve yitip giden canların vebali onlarında üzerindedir. Her fırsatta insanı yaşat ki, devlet yaşasın diyenler, gelinen noktada devletin memurunu yaşatamaz, kamu kurumlarında çalışanların çalıştığı iş yerinde canını koruyamaz durumdadırlar.
Hastanelerde; Hekiminden Hemşiresine Ebesinden Teknisyen ve teknikerlerine memurundan hizmetlisine kadar bütün sağlık çalışanlarının güvenli bir çalışma ortamına hasret bırakılmışlardır. Çalışanların güvenliğini sağlama konusunda çaresiz ve zavallı bir durum sergilemektedirler. Kısacası devlet çalışanını korumaktan aciz bir hale gelmiştir. Bu acizlik bizim devletimize yakışmamaktadır.
Değerli Basın Mensupları,
2015 yılının ilk altı ayında Beyaz koda yapılan şiddet vakası ihbarı 5 bin 300´dür. Resmi kayıt bu kadar ise şiddetin ulaştığı vahim boyut kelimelerle anlatılacak düzeyi çoktan geçmiştir. Verilen süslü beyanatlar sağlık çalışanlarına şiddete engel olmamıştır.
Sorunlara çözüm olmanın ötesinde, hiçbir derde derman olmayan “Şiddete Sıfır Tolerans” sloganı işe yaramamıştır. Hasta sayısı ile övünen bir bakanlık çalışma şartlarını ve iş yükünü artırmış, sözüm ona hasta hakları ve oluşturulan Alo 184 şikâyet hatları ile çalışanlar, vatandaşa adeta hedef gösterilmiştir.
Kıymetli Basın Mensupları; Türk Sağlık-Sen olarak biz yaşanan bu vahşeti protesto etmek ve can güvenliği talebimizi bir kez daha dile getirmek için bugün iş bıraktık. Talebimiz çok basittir. Sadece güvenli çalışmak ve akşam olunca sağ salim ailemize kavuşmak istiyoruz. Hastanelerin savaş meydanlarını andırdığı, çalışanın her saniye şiddete uğrama korkusu yaşadığı bir ortam olarak kalmasını istemiyoruz. Biz burada hizmet üretmekten çekinir bir hale geldik. Şifa veren eller kendi hayatlarından her gün endişeliler. Bunun düzeltilmesini istiyoruz. Lütuf değil, insan olarak çalışan olarak hakkımızı istiyor diyoruz ve bıçaklı saldırı sonucunda yaralanan doktorumuza bir kez daha acil şifalar diliyoruz. Hepinize Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum” dedi.
YORUMLAR