HER YIL FARKLI COŞKU
Çanakkale Deniz Zaferi’nin 106. Yıldönümü kutlamaları kapsamında Gelibolu Yarımadası’nda yer alan Şehitler Abidesi’nde bu yıl az katılımlı bir tören düzenlendi.
18 Mart 2021 - 16:26
Şehitler Abidesi’ ndeki tören, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Millî Savunma Bakan Yardımcısı Alpaslan Kavaklıoğlu, Çanakkale Valisi İlhami Aktaş’ın çelenk sunmasının ardından saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı. Bu yıl yine Koronavirüs gölgesinde az katılım ile gerçekleştirilen törene devlet ekranının yanı sıra Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, Çanakkale Gelibolu Savaşları Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ile askeri ve idari protokol katıldı.
Protokol konuşmaları ile devam eden törende Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mesajı okunduktan sonra Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy ile Meclis Başkanı Şentop konuşma yaptı.
Şentop konuşmasında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri dehasına da vurgu yaparken şu ifadelere yer verdi:
“Çanakkale Zaferi, kolay kazanılmış bir zafer değildir, aksine savaş boyunca neredeyse bütün bir nesli kaybettiğimiz, bazı tarihçilere göre 300 bine yakın şehit vererek kazandığımız bir zaferdir.
Unutulmamalıdır ki o tarihte ordularımız Osmanlı sınırlarını korumak için birden çok cephede savaşmaktadır.
İngiltere ve Fransa’nın Anadolu’nun batısından; Çanakkale üzerinden İstanbul’a saldırdıkları sırada Rusya da doğusundan; Sarıkamış üzerinden Erzurum’a saldırmaktaydı.
Ülkemizin adeta kalbi olan bölgeler büyük ve yoğun bir saldırı altına girmiş, tartışmasız bir beka sorunu baş göstermişti.
Hep söylendiği gibi Çanakkale bizim için tam da bu yüzden bir ölüm kalım mücadelesiydi.
Şunun altını çizerek belirtmeliyim ki tarih boyunca esir edilmemiş ve ölümüne de olsa istiklalini savunup özgür yaşamış aziz milletimiz, bu büyük ruhunu en destansı biçimde belki de Çanakkale’de göstermiştir.
Gerek deniz savaşlarında gerek sonraki kara savaşlarında o kadar çok efsanevi kahramanlık sahneleri vardır ki sanki bin yılın bütün zaferlerinin altın sahneleri Çanakkale’de toplanmış gibidir.
Nusret Mayın Gemisinin kaptanı Yüzbaşı İsmail Hakkı Bey’den Seyyit Ali onbaşıya, iki oğluyla birlikte 44 yaşında iken savaşa katılan Erzincanlı Oğuz Amca’dan hayatının 16 yılını askerlik yaparak geçiren Bigalı Mehmet Çavuş’a, Mücahide Hatice Hanım’a kadar nice vatan kahramanı bunlardan sadece birkaçıdır.
Çanakkale Savaşlarını hem bedenen hem de ruhen bütün derinliği ile yaşamış ve tam manasıyla kavramış, bir şuur halinde idrak etmiş olan büyük komutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu ölüm kalım savaşını kazandıran ruhu ne çarpıcı bir şekilde dile getirmektedir:
‘Biz şahsi kahramanlıklarla uğraşmıyoruz. Yalnız size, Bombasırtı olayını anlatmadan geçemeyeceğim. Mütekabil siperler arasında mesafeniz sekiz metre yani ölüm muhakkak, muhakkak… Birinci siperdekiler, hiçbiri kurtulmamacasına kâmilen düşüyor, ikincidekiler onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar şayan-ı gıpta bir itidal ve tevekkülle biliyor musunuz! Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, hiç ufak bir fütur bile göstermiyor; sarsılmak yok! Okumak bilenler ellerinde Kuranı Kerim cennete girmeğe hazırlanıyorlar. Bilmeyenler kelime-i şehadet çekerek yürüyorlar. Bu Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren şayan-ı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki Çanakkale muharebesini kazandıran bu yüksek ruhtur’
Çanakkale Savaşı, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu savaşı diyebileceğimiz İstiklâl Savaşı’nın komuta kademesinin de ağır bir sınavdan başarıyla çıktığı bir tür okul görevi görmüştür.
Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Fevzi Çakmak, Kâzım Karabekir, Yakup Şevki Subaşı, Cevat Çobanlı, İzzettin Çalışlar, Fahrettin Altay ve daha onlarca büyük komutanımız Çanakkale cephelerinde gösterdikleri üstün başarılarıyla ordunun ve milletin gönlünde taht kurmuşlardır.
Çanakkale Zaferinin millî vicdandaki karşılığıdır ki aynı isimleri Millî Mücadelenin öncüleri ve İstiklâl Savaşı’nın kahraman gazileri olma makamına taşımış, adlarını tarihimizin altın sayfalarına kaydetmiştir.
Bu mukaddes mekanda Çanakkale başta olmak üzere bütün cephelerde namusunu çiğnetmemek için, yurdunu düşmana teslim etmemek için, esareti reddetmek için canını feda eden mübarek şehitlerimize, gazilerimize, bütün komuta kademesine, kahraman neferlerimize Cenab-ı Hak’tan rahmet diliyorum, aziz milletimiz adına hürmet ve şükranlarımı sunuyorum.
Emanetleri bugün, çok daha güçlü ve güvenilir evlatlarının ellerindedir.”
Protokol konuşmaları ile devam eden törende Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mesajı okunduktan sonra Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy ile Meclis Başkanı Şentop konuşma yaptı.
Şentop konuşmasında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri dehasına da vurgu yaparken şu ifadelere yer verdi:
“Çanakkale Zaferi, kolay kazanılmış bir zafer değildir, aksine savaş boyunca neredeyse bütün bir nesli kaybettiğimiz, bazı tarihçilere göre 300 bine yakın şehit vererek kazandığımız bir zaferdir.
Unutulmamalıdır ki o tarihte ordularımız Osmanlı sınırlarını korumak için birden çok cephede savaşmaktadır.
İngiltere ve Fransa’nın Anadolu’nun batısından; Çanakkale üzerinden İstanbul’a saldırdıkları sırada Rusya da doğusundan; Sarıkamış üzerinden Erzurum’a saldırmaktaydı.
Ülkemizin adeta kalbi olan bölgeler büyük ve yoğun bir saldırı altına girmiş, tartışmasız bir beka sorunu baş göstermişti.
Hep söylendiği gibi Çanakkale bizim için tam da bu yüzden bir ölüm kalım mücadelesiydi.
Şunun altını çizerek belirtmeliyim ki tarih boyunca esir edilmemiş ve ölümüne de olsa istiklalini savunup özgür yaşamış aziz milletimiz, bu büyük ruhunu en destansı biçimde belki de Çanakkale’de göstermiştir.
Gerek deniz savaşlarında gerek sonraki kara savaşlarında o kadar çok efsanevi kahramanlık sahneleri vardır ki sanki bin yılın bütün zaferlerinin altın sahneleri Çanakkale’de toplanmış gibidir.
Nusret Mayın Gemisinin kaptanı Yüzbaşı İsmail Hakkı Bey’den Seyyit Ali onbaşıya, iki oğluyla birlikte 44 yaşında iken savaşa katılan Erzincanlı Oğuz Amca’dan hayatının 16 yılını askerlik yaparak geçiren Bigalı Mehmet Çavuş’a, Mücahide Hatice Hanım’a kadar nice vatan kahramanı bunlardan sadece birkaçıdır.
Çanakkale Savaşlarını hem bedenen hem de ruhen bütün derinliği ile yaşamış ve tam manasıyla kavramış, bir şuur halinde idrak etmiş olan büyük komutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu ölüm kalım savaşını kazandıran ruhu ne çarpıcı bir şekilde dile getirmektedir:
‘Biz şahsi kahramanlıklarla uğraşmıyoruz. Yalnız size, Bombasırtı olayını anlatmadan geçemeyeceğim. Mütekabil siperler arasında mesafeniz sekiz metre yani ölüm muhakkak, muhakkak… Birinci siperdekiler, hiçbiri kurtulmamacasına kâmilen düşüyor, ikincidekiler onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar şayan-ı gıpta bir itidal ve tevekkülle biliyor musunuz! Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, hiç ufak bir fütur bile göstermiyor; sarsılmak yok! Okumak bilenler ellerinde Kuranı Kerim cennete girmeğe hazırlanıyorlar. Bilmeyenler kelime-i şehadet çekerek yürüyorlar. Bu Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren şayan-ı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki Çanakkale muharebesini kazandıran bu yüksek ruhtur’
Çanakkale Savaşı, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu savaşı diyebileceğimiz İstiklâl Savaşı’nın komuta kademesinin de ağır bir sınavdan başarıyla çıktığı bir tür okul görevi görmüştür.
Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Fevzi Çakmak, Kâzım Karabekir, Yakup Şevki Subaşı, Cevat Çobanlı, İzzettin Çalışlar, Fahrettin Altay ve daha onlarca büyük komutanımız Çanakkale cephelerinde gösterdikleri üstün başarılarıyla ordunun ve milletin gönlünde taht kurmuşlardır.
Çanakkale Zaferinin millî vicdandaki karşılığıdır ki aynı isimleri Millî Mücadelenin öncüleri ve İstiklâl Savaşı’nın kahraman gazileri olma makamına taşımış, adlarını tarihimizin altın sayfalarına kaydetmiştir.
Bu mukaddes mekanda Çanakkale başta olmak üzere bütün cephelerde namusunu çiğnetmemek için, yurdunu düşmana teslim etmemek için, esareti reddetmek için canını feda eden mübarek şehitlerimize, gazilerimize, bütün komuta kademesine, kahraman neferlerimize Cenab-ı Hak’tan rahmet diliyorum, aziz milletimiz adına hürmet ve şükranlarımı sunuyorum.
Emanetleri bugün, çok daha güçlü ve güvenilir evlatlarının ellerindedir.”
12:53
YORUMLAR