"İŞTE ŞİMDİ DENİZLERİMİZ ÖLÜYOR"
Çanakkale Tabi Odası tarafından, müsilaja karşı 10 maddelik acil eylem planı oluşturuldu. Geçtiğimiz gün Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi önünde, Tabip Odası tarafından yapılan basın açıklamasını Prof. Dr. Coşkun Bakar okudu.
23 Haziran 2021 - 17:03
Çanakkale Tabip Odası tarafından müsilaj ile ilgili yapılan basın açıklamasını, ÇOMÜ Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Prof. Dr. Coşkun Bakar okudu.
“ÇOK DA UMURSANMADI, KENDİ KENDİNE GEÇMESİ BEKLENDİ”
Prof. Dr. Bakar tarafından okunan basın açıklamasında, “Yaklaşık üç aydır denizlerimizde bugüne kadar görmediğimiz bir görüntüyle karşılaştık. Önceleri çok da umursanmadı, kendi kendine geçmesi beklendi. Toplumumuzun ve devletimizin çoğu zaman yaptığı gibi sorun görmezden gelindi. Zaten salgın nedeniyle kordonlar kapalı olduğundan görülmedi de… Ancak görmezden gelmek sorunun yok olmasına neden olmadı. Hatta sorunun boyutunun Çanakkale ile sınırlı olmadığı, tüm Marmara Denizini kapsadığını ve Ege Denizi’ne sirayet edeceği görüldü. Bugün İstanbul’dan Çanakkale’ye kadar Marmara denizi, Bozcaada açıkları ve en nihayetinde Gökçeada sahilleri müsilaj denilen salya ile kaplanmış durumda…
“DENİZE GİRMEZSİNİZ, BALIĞINI YİYEMEZSİNİZ”
Öte yandan sonuçları ise biz hekimleri ilgilendirir. Çünkü denizleri sümüksü bir madde ile dolu olan bir sahil kentinde, denize girmezsiniz, balığını yiyemezsiniz ve kenarında sağlıklı bir şekilde gezemezsiniz. Gönlünüzce yaşayamadığınız bir çevrede de sağlıklı olamazsınız. Deniziniz hastaysa, toprağınız da hastadır; toprağınız hastaysa, suyunuz da hastadır; suyunuz hastaysa, havanız da hastadır; doğal olarak siz de hastasınızdır.
“İŞTE ŞİMDİ DENİZLERİMİZ ÖLÜYOR”
İşte şimdi denizlerimiz ölüyor; Nasıl denize gireceksiniz? Sahillerinize turist gelebilecek mi? Balık ya da deniz ürünü yiyebilecek misiniz? Deniz kenarında çayınızı içerken mutlu olabilecek misiniz? Yaz mevsimini doya doya yaşayabilecek misiniz? Böyle bir ortamda sağlıklı kalabilecek misiniz?
10 MADDELİK ACİL EYLEM PLANI OLUŞTURULDU
Çanakkale Tabip Odası olarak müsilaj başta olmak üzere mücadele etmek için 10 maddelik acil eylem planı öneriyoruz:
*Her konuda olduğu gibi bu konuda da sorunun araştırılması ve çözüm önerileri geliştirilmesi için işin uzmanlarına başvurulmalıdır. Devlet uzmanların ve akademisyenlerin sorunu özgürce inceleyebileceği ve sonuçlarını toplumla sansürsüz bir şekilde paylaşabileceği akademik ortamı anayasal koruma altına almalıdır.
*Marmara Denizi’nin kirlenmesi sorununu yıllardır uzmanların dile getirdiği; ancak toplumun ve devlet görevlilerinin ısrarla duymazdan geldiği artık herkesin malumudur. Denize karşı sağır kalmanın bedeli musilaj olmuştur. Onlarca yıldır, Türkiye’nin tüm kirli sanayileri ve en büyük şehirlerinin atıkları bu denize boşalmaktadır. Acilen bu deşarj durdurulmalıdır.
* Bu sorunu daha da büyüteceği görülen İstanbul Kanalı projesi derhal iptal edilmelidir.
* Marmara Denizi civarındaki tüm şehir ve sanayi tesislerinin atıklarının arıtılmadan denize boşaltılması engellenmelidir. Yeterli arıtma tesisleri çalışmaya başlayasıya kadar üretim faaliyetleri durdurulmalıdır.
* Toplum denizin yaşadığı bu görüntüye karşı deniz kenarlarında ağıtlar yakmalıdır ki yarattığımız acı görüntü hafızlardan yüzlerce yıl silinmesin.
* Anayasamız öncelikle içinde bulunduğumuz ekosistemi koruyacak şekilde güncellenmelidir. Çevreye kirletmeye yönelik suçlar, ağır ceza kapsamına alınmalıdır.
* Ülkemiz küresel çevre sorunlarıyla ilgili tüm uluslararası düzenlemelere taraf olmalıdır.
* Toplum ve insanlar çevreyi kirletmemeli, gereksiz enerji ve su talebinde bulunmamalı, atıklarını ayrıştırmayı başarabilmelidir.
* Toplum yerelde ve ulusalda çevreye karşı duyarlı olmayan hiçbir siyasetçiye yönetme yetkisi vermemelidir.
*Okullarda ilkokuldan itibaren sınav için değil yaşamı öğrenmek amacıyla doğa bilimleri, doğa tarihi ve felsefe dersleri verilmelidir. Doğayı tanımayan, denizin ne olduğunu anlayamayan hiçbir nesil onu korumayı başaramaz” ifadeleri yer aldı.
Kaynak: Çanakkale Gündem Gazetesi
“ÇOK DA UMURSANMADI, KENDİ KENDİNE GEÇMESİ BEKLENDİ”
Prof. Dr. Bakar tarafından okunan basın açıklamasında, “Yaklaşık üç aydır denizlerimizde bugüne kadar görmediğimiz bir görüntüyle karşılaştık. Önceleri çok da umursanmadı, kendi kendine geçmesi beklendi. Toplumumuzun ve devletimizin çoğu zaman yaptığı gibi sorun görmezden gelindi. Zaten salgın nedeniyle kordonlar kapalı olduğundan görülmedi de… Ancak görmezden gelmek sorunun yok olmasına neden olmadı. Hatta sorunun boyutunun Çanakkale ile sınırlı olmadığı, tüm Marmara Denizini kapsadığını ve Ege Denizi’ne sirayet edeceği görüldü. Bugün İstanbul’dan Çanakkale’ye kadar Marmara denizi, Bozcaada açıkları ve en nihayetinde Gökçeada sahilleri müsilaj denilen salya ile kaplanmış durumda…
“DENİZE GİRMEZSİNİZ, BALIĞINI YİYEMEZSİNİZ”
Öte yandan sonuçları ise biz hekimleri ilgilendirir. Çünkü denizleri sümüksü bir madde ile dolu olan bir sahil kentinde, denize girmezsiniz, balığını yiyemezsiniz ve kenarında sağlıklı bir şekilde gezemezsiniz. Gönlünüzce yaşayamadığınız bir çevrede de sağlıklı olamazsınız. Deniziniz hastaysa, toprağınız da hastadır; toprağınız hastaysa, suyunuz da hastadır; suyunuz hastaysa, havanız da hastadır; doğal olarak siz de hastasınızdır.
“İŞTE ŞİMDİ DENİZLERİMİZ ÖLÜYOR”
İşte şimdi denizlerimiz ölüyor; Nasıl denize gireceksiniz? Sahillerinize turist gelebilecek mi? Balık ya da deniz ürünü yiyebilecek misiniz? Deniz kenarında çayınızı içerken mutlu olabilecek misiniz? Yaz mevsimini doya doya yaşayabilecek misiniz? Böyle bir ortamda sağlıklı kalabilecek misiniz?
10 MADDELİK ACİL EYLEM PLANI OLUŞTURULDU
Çanakkale Tabip Odası olarak müsilaj başta olmak üzere mücadele etmek için 10 maddelik acil eylem planı öneriyoruz:
*Her konuda olduğu gibi bu konuda da sorunun araştırılması ve çözüm önerileri geliştirilmesi için işin uzmanlarına başvurulmalıdır. Devlet uzmanların ve akademisyenlerin sorunu özgürce inceleyebileceği ve sonuçlarını toplumla sansürsüz bir şekilde paylaşabileceği akademik ortamı anayasal koruma altına almalıdır.
*Marmara Denizi’nin kirlenmesi sorununu yıllardır uzmanların dile getirdiği; ancak toplumun ve devlet görevlilerinin ısrarla duymazdan geldiği artık herkesin malumudur. Denize karşı sağır kalmanın bedeli musilaj olmuştur. Onlarca yıldır, Türkiye’nin tüm kirli sanayileri ve en büyük şehirlerinin atıkları bu denize boşalmaktadır. Acilen bu deşarj durdurulmalıdır.
* Bu sorunu daha da büyüteceği görülen İstanbul Kanalı projesi derhal iptal edilmelidir.
* Marmara Denizi civarındaki tüm şehir ve sanayi tesislerinin atıklarının arıtılmadan denize boşaltılması engellenmelidir. Yeterli arıtma tesisleri çalışmaya başlayasıya kadar üretim faaliyetleri durdurulmalıdır.
* Toplum denizin yaşadığı bu görüntüye karşı deniz kenarlarında ağıtlar yakmalıdır ki yarattığımız acı görüntü hafızlardan yüzlerce yıl silinmesin.
* Anayasamız öncelikle içinde bulunduğumuz ekosistemi koruyacak şekilde güncellenmelidir. Çevreye kirletmeye yönelik suçlar, ağır ceza kapsamına alınmalıdır.
* Ülkemiz küresel çevre sorunlarıyla ilgili tüm uluslararası düzenlemelere taraf olmalıdır.
* Toplum ve insanlar çevreyi kirletmemeli, gereksiz enerji ve su talebinde bulunmamalı, atıklarını ayrıştırmayı başarabilmelidir.
* Toplum yerelde ve ulusalda çevreye karşı duyarlı olmayan hiçbir siyasetçiye yönetme yetkisi vermemelidir.
*Okullarda ilkokuldan itibaren sınav için değil yaşamı öğrenmek amacıyla doğa bilimleri, doğa tarihi ve felsefe dersleri verilmelidir. Doğayı tanımayan, denizin ne olduğunu anlayamayan hiçbir nesil onu korumayı başaramaz” ifadeleri yer aldı.
Kaynak: Çanakkale Gündem Gazetesi
YORUMLAR