29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Kutlandı
Cumhuriyet Bayramı nedeniyle düzenlenen törene, Çan Kaymakamı Yakup Tat, Garnizon Komutanı Yzb. Necip Sercan Cambaz, Çan Belediye Başkanı Abdurrahman Kuzu, Çan C.Savcısı Umut Mermi, Çan İlçe Emniyet Müdürü Hakan Nakışyapar, daire amirleri, İl Genel Meclis ve Belediye Meclis üyeleri, siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının başkan ve yöneticileriyle yurttaşlar katıldı.
Tören Çan Kaymakamı Yakup Tat, Garnizon Komutanı Yzb. Necip Sercan Cambaz ve Çan Belediye Başkanı Abdurrahman Kuzu’nun yurttaş ve öğrencilerin bayramlarını kutlaması ile başladı.
İstiklal Marşının okunmasının ardından Çan Kaymakamı Yakup Tat günün anlam ve önemi ile ilgili yaptığı açıklamada, ‘’ Çanımız canımız diyerek, hizmetin en güzelini veren, adalet dağıtan, asayiş sağlayan, Sayın protokol; Gül bahçesinin bahçıvanı, yarınlarımızın mimarı, Kıymetli öğretmenlerimiz; Vatan toprağının yılmaz bekçileri, kahraman askerlerimiz; Şehirlerimizin, caddelerimizin, gece derin uykuda uyurken, Canımızın, malımızın ve ırzımızın bekçileri, Fedakâr polislerimiz; Canımızı emanet ettiğimiz, cefakâr hekimlerimiz; Canımız, göz bebeğimiz, buram buram çiçek kokulu evlatlarımız, geleceğimizin teminatları, hayalimiz, umudumuz, seyrine doyamadığımız tatlı rüyalarımız, sevgili öğrencilerimiz; Çanımızın gören gözü, işiten kulağı, duyan vicdanı ve konuşan dili mümtaz basınımız, değerli mesai arkadaşlarım, saygıdeğer hanımefendiler ve beyefendiler; Bu güzel günde, bu meydanda, koca bir tarihin ve şu gök kubbenin şahitliğinde, birçok yıkılışa ve dirilişe şahit olmuş ceddimizin ve başta Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere son devletimizi kuranların ve şehitlerimizin manevi huzurunda Seyit Onbaşıların, Yahya Çavuşların, Kaymakam Hamdi Beylerin ve Osman Efendilerin mekânında. Devletimizin en büyük bayramı olan bu günde, bir kez daha haklı bir gurur ve onurla, Cumhuriyetimizin 89. Yılını kutlamanın huzuruyla, Türkiye Cumhuriyetinin hür ve bağımsız bireyleri olarak, varlığımızı ve haklılığımızı tüm dünyaya var gücümüzle haykırıyoruz Ve diyoruz ki; ‘’Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kadimden gelen bir devlet geleneğiyle bu güne kadar var olmuş ve bundan sonra da ebediyete kadar payidar olacaktır.’’
Türkiye Cumhuriyeti Devleti adeta Anka kuşu gibi kendi küllerinden yeniden doğmuş, bin yıllık kadim bir devlet kadar köklü ve yeni kurulmuş bir devlet kadar taze ve zindedir. Bu özelliğiyle, geçmişten gelen tecrübesini, bozulmadan geleceğe aktarmaya muktedir, yeryüzündeki ender devletlerden birisidir. Cumhuriyet 100 yılı aşkın bir reform süreciyle, Tanzimat, ıslahat ve meşrutiyet tecrübelerinin birikimiyle erişilmiş, nihai bir hedeftir. Cumhuriyet can siperine verilmiş bir ölüm kalım savaşı sonunda elde edilmiş askeri zaferin, idari ve siyasi anlamda perçinlenmesidir. Bir zamanlar deli gömleği giydirilip hasta adam yatağına yatırılan milletimiz, Cumhuriyet sayesinde bu gömleği parçalamış ve medeni milletler arasında yerini almıştır. Bir medeniyet, bir aydınlanma projesi olan Cumhuriyet sayesinde halkımız, birey olmanın, insan olmanın, eşrefi mahlûkat, yani yaratılmışların en şereflisi olmanın tadına varmıştır.
Cumhuriyet sayesinde bu topraklar üzerinde 89 yıldır yaşanan tek savaş, kalkınma savaşı olmuş ve kara sabanla çıkılan yolda bu gün jet motoru yapacak mertebeye gelinmiştir. Bin yıldır etle tırnak gibi kaynaşmış, ortak idealler uğruna savaşmış, Türk ve kürt halkı, Cumhuriyet sayesinde, bir olmanın, birlik olmanın ve bir millet olmanın sırrına varmış ve dahi emperyalist güçlerin bunca oyununa rağmen, birbirine düşman olmamıştır. Etrafımızda kaynayan cadı kazanları, dönen ateş çemberlerine rağmen; hükümetlerimizin, istikrarlı ve basiretli politikaları sayesinde milletimiz bu tuzaklara düşmemiştir. Adeta bir istikrar adasına dönüşen ülkemiz, erişilen ekonomik ve askeri güçle, bölgesinde lider, dünyada ise ender ülkelerden biri olmuştur.
Gelinen bu aşama elbette ki bir takım emperyalist güçleri, sahip olduğumuz coğrafyada ve yer altı ve yer üstü zenginliklerimizde gözü olan bazı devletleri tedirgin edebilir. Sureti haktan görünüp bize bin bir türlü tuzaklar kurabilirler. Bazı sıkıntılar ve zorluklarda yaşayabiliriz. Ama hiçbir güçlük bizi yolumuzdan ayıramayacaktır.
Türk Gençliğinin yolu muasır medeniyet yoludur. Bu yol ise, Cumhuriyet ve demokrasiden geçer, temelinde demokrasi olmayan, gücünü halktan almayan ve halka hesap vermeyen her idare biçimi zorbalığa ve zulme kaymaya müsaittir. Zulümle de Abad olunmayacağı herkesçe malumdur.
Bunu görmek için çok uzağa gitmemize gerek yoktur. Cumhuriyet tarihimize bakmamız yeterli olacaktır. 89 yıllık Cumhuriyet yürüyüşümüz elbette ki düz bir yürüyüş olmamıştır. Bu yürüyüşte inişler ve çıkışlar yaşanmıştır. Ve bu inişler ve çıkışlar halkın iradesinin hâkim kılınmasıyla doğru orantılı olmuştur. Ne zaman ki zorbalığa zulme kaçılmış, yürüyüş yavaşlamış, ne zaman ki halkın iradesi baş tacı edilmiş yürüyüş hızlanmıştır. Bazen 10 yılda 100 yıllık mesafe kat edilmiştir.
Sevgili gençler, en önemli muharrik güç, fikir gücüdür, düşünce gücüdür. Fikir ve düşünce ise, demokrasinin, inan haklarının ve adaletin olduğu iklimlerde gelişir ve serpilir. Bilginin üretilmediği ve teknolojiye dönüştürülmediği kalkınmalar, taklitten öteye geçemez. Yönetime hâkim olmak için bilgiye sahip olmak gerekir. Bilgiye sahip olmak için ise, düşüncelerin rahatça açıklandığı ve fikirlerin serpilip geliştiği demokratik ortamlar gerekir.
Bu nedenle temel düsturumuz, muasır medeniyet seviyesine ulaşmak ve onu aşmak için demokratik cumhuriyetimizi geliştirerek ilelebet muhafaza etmek olmalıdır.
Sevgili Gençler ve Değerli Çan Halkı; Yüce Allah insanı sevmiş ve onu yaratılmışların en şereflisi ve en merhametlisi olarak yaratmış ve ondan sevgi istemiştir. Öyleyse bizde yaratandan ötürü yaratılanı sevmeliyiz. Sevgi ikliminin hâkim olduğu yerde her türlü iyiliğin en güzeli yetişir. Hiç birimiz mükemmel değiliz. Mükemmellik Peygamberimize mahsustur. Kendini mükemmel görmek ve kendini övmek veya övülmekten hicap duymamak ise şeytana mahsustur ve bunun adına kibir denir. Bu nedenle kibre kapılmadan bir birimizi sevmeli ve bir birimizin iyi yönlerini yüceltip kusurlarını örtmeliyiz.
Bu Cumhuriyet rejiminin de bir gereğidir. Mustafa Kemal Atatürk, ‘’ Cumhuriyet Fazilettir ‘’derken tamda bu noktaya parmak basmış ve Cumhuriyet ve demokrasinin gelişmesi için faziletli insanlara olan ihtiyaca dikkat çekmiştir.
Eğer biz demokrasiden, dedikodu kazanı kaynatmayı, iftirayla adam harcamayı ve kuyu kazmayı anlarsak, Allah muhafaza önce demokrasiyi kaybederiz sonrada Cumhuriyetimizi mumla ararız. Şayet, Cumhuriyet ve demokrasi sayesinde, eriştiğimiz bu medeniyet seviyesini korumak ve geliştirilerek ileriye taşımak istiyorsak, hayatımızın temeline sevgiyi koyup dünyaya şeytani bir gözle değil rahmani bir gözle bakmayı becermeliyiz. Bunu başardığımız takdirde, Balkanlarda başlayan bozgunu 1915’te Çanakkale önlerinde yani bu topraklarda, Akif’in; ‘’ Toplu vurursa yürekler onu top dahi sindiremez’’ mısrasından ilham alarak tek yumruk şeklinde püskürten ve payitahtın işgalini önlemek için 250.000 evladın feda eden milletimiz bugün etrafında dönen ateş çemberini de tek yumruk halinde parçalayıp atacaktır.
Demokrasiyi meşveret kültürüyle yoğuran halkımız, demokratikleşme sürecini ayrışma değil, kaynaşma fırsatı olarak değerlendirip, bir olup birlik olup, kem gözlere karşı daha iri ve daha diri olmasını başaracaktır.
Aydınlık yarınlar, stratejik coğrafyası, insan gücü ve demokrasi tecrübesi ile gıpta edilen, güçlü Türkiye Cumhuriyeti devleti ve onun tek yürek olmuş milletin olması dileklerim ile herkesin Cumhuriyet Bayramını kutlar hepinizi saygı ve sevgi ile selamlarım‘’ dedi.
İbrahim Bodur Anadolu Lisesi Boru Trampet Takımının eşliğinde yapılan tören geçişi sonrası öğrenciler protokolün ardında bulunan boş koltuk ve sandalyelere oturarak töreni izledi.
Çan İbrahim Bodur Anadolu Lisesi ve 75. Yıl Murat Köse İlkokulu öğrencileri tarafından okunan Cumhuriyet şiiri ile devam edilen programda, Şehit Engin Eker İlköğretim Okulu öğrencileri Karadeniz yöresi halk oyunları, 75. Murat Köse İlköğretim Okulu öğrencileri Artvin yöresi halk oyunları ve Sevim Bodur Sağlık Meslek Lisesi öğrencileri tarafından hazırlanan yöremiz halk oyunları gösterileri ile devam edildi.
Halk Oyunları gösterilerinin ardından resim, şiir ve koşu yarışmalarından dereceye giren öğrencilere, Çan Kaymakamı Yakup Tat, Garnizon Komutanı Yzb. Necip Sercan Cambaz, Çan Belediye Başkanı Abdurrahman Kuzu, Çan C.Savcısı Umut Mermi, Çan İlçe Emniyet Müdürü Hakan Nakışyapar ve İlçe Milli Eğitim Müdürü Osman Özkan tarafından ödülleri takdim edilerek program sona erdi.
Törenin ardından Piramit Cafe Ahmet’in Yeri’nde çay ikram edilen protokol üyeleri Çan’lı gazimiz ile sohbet ederek törenlerin ilk adımını tamamlamış oldu.
-İLKLERİN BAYRAMI
Daha önce protokol kurallarının uygulanmadığı, gelişi güzel protokol oluştuğu defalarca şikâyet ve dedikodu konusu olmuştu. Bu yıl ki 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Töreni ile Kaymakam Yakup Tat, bizzat protokol listesini vererek hatta daha sonra kontrol ederek resmi protokol listesini uygulamaya geçirdi. Kaymakam Yakup Tat’ın uygulaması halk ve öğrenciler tarafından takdir ile karşılandı.
Protokol sırasının yanı sıra törende alışıla gelmiş saygı duruşu bu bayram uygulanmayarak direk İstiklal Marşının okunmasına geçildi. Oysa daha önce ki resmi törenlerde Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve aziz şehitlerimiz için bir dakikalık saygı duruşu yapılmaktaydı.
YORUMLAR