Milletvekili ÖZ Ankara Çanakkale Arasında Mekik Dokuyor
Çanakkale Milletvekili Öz´ün temposu baş döndürmeye devam ediyor. Hafta içi Genel Kurulda çalışmaların tamlanmasının ardından soluğu Çanakkale´de alıyor ve başlıyor ilçe ve köylerde alan çalışması yürütmeye. Öz, partinin her ferdinin çalışması ve inanmasıyla başarılı olunabileceğine vurgu yaparak ben aldığım vekâletin gereğini yapıyorum, hemşerilerimin ve partililerimin bana verdiği bu şerefli temsil görevini yerine getirmek için çabalıyorum diyor.
Geçtiğimiz hafta sonunu da Çanakkale´nin köylerinde geçiren Öz, devam eden bütçe görüşmeleri sebebiyle önümüzdeki hafta TBMM Genel Kurulu´nda nöbetçi olduğu için bu hafta bir değişiklik yaparak, Salı günü bütçe görüşmelerine iştirak ettikten sonra Çarşamba günü Çanakkale´ye dönerek Biga´da saha çalışmalarını sürdürdü.
Geçtiğimiz hafta Çan; Bostandere, Bozguç, Doğaca, Kocayayla, Karadağ, Kulfaköy, Karakadılar, Karakoca, Etili ile Yenice; Kayatepe, Karabey ve Biga; Sazoba, Adliye, Çınarköprü, Çeşmealtı ve Kanibey köylerinde hemşerileri ile buluşan Öz, dünde Biga ilçe örgütünü ziyaret ederek başladığı çalışmasında partililerle yaptığı değerlendirme sonrası Pazar esnafını ziyaret ederek hemşerileriyle buluştu.
Gerek parti örgütlerinde gerçekleştirdiği toplantılarda gerekse hemşerilerini ziyaretlerinde gündeme ilişkisin partisinin değerlendirmelerini aktaran Öz, şu başlıklara vurgu yaptı.
Süper Yetkilerle Donatılmış Tek Adamlık Ülkeyi Felakete Götürür.
Öz, ülkede yaratılan suni Başkanlık tartışmasının nasıl bir zemin üzerinde inşa edilmeye çalışıldığını ve süper yetkilerle donatılmış bir tek adamlığın ülkeyi felakete sürükleyeceğini yurttaşlara anlattı.
Cumhurbaşkanı YÜRÜTMENİN Başı.
Getirmek istedikleri modelin ana aksını Partili Cumhurbaşkanı oluşturuyor diyen Öz, Bu sistemle şuana kadar dışarıya yansıyan bilgiler ışığında; Başbakanlık tamamen ortadan kaldırılıyor ve Cumhurbaşkanı YÜRÜTMENİN başı oluyor. Cumhurbaşkanı ile Meclis karşılıklı olarak birbirini feshedebilecek ve başkan yardımcılarını Cumhurbaşkanı atayacak, başkan kendi yürütme alanını kararname ile düzenleyebilecek, üstüne sos olarak da yedek milletvekilliğini getirerek Türkiye Cumhuriyeti devletini Sultanın istek ve arzularına göre yönetilen bir aile şirketine çevirmek amaçlandığı anlaşılıyor.
Böyle bir modelin Türkiye´yi en mülayim kişinin elinde dahi uçuruma götüreceği aşikârdır. Öz, böyle bir model; denetleme ve denge mekanizmalarının olmadığı, kuvvetler ayrılığını tıpkı geçmişte milliyetçiliği ayakları altına aldığı gibi ayaklarının altına alarak ezdiği bir dikta rejimine götürür ülkeyi dedi.
21 Belde ve 565 Köyün Tüzel Kişiliği Sona Erer.
Öz konuşmasında Çanakkale´nin Büyükşehir olması yönündeki tartışmalara da değinerek; Tabi gündem öyle hızlı değişiyor ki bunca tartışmanın içinde şimdi birde Büyükşehir olma konusu çıktı. Elbette ki Çanakkale´nin gelişimine katkı sunacak düzenlemeler hayata geçirilmelidir, yalnız uygulamadaki haliyle ilin mülki sınırlarını kapsayan bir bütünşehre dönüşmüş büyükşehir olgusu Çanakkale´de yaşayanlar açısından ne getirir ne götürür iyi tartışılması gerekir. Büyükşehirle birlikte Çanakkale´de 21 belde ve 565 köyün tüzel kişiliği sona erer. Hiç kuşku yok ki belde belediyeleri ve köyler, halka en yakın yerel yönetim birimleridir. Belediyelerde ve köylerde yaşayan halka sormadan bu yönetim birimlerinin tüzel kişiliklerini ortadan kaldırmak ve bunu daha iyi hizmet daha fazla demokrasi masalıyla anlatmak pek gerçekçi bir durum olmasa gerek dedi. Öz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak bakış açımız, belde düzeyinde yerel halkın yönetim yetkisini ortadan kaldırmak yerine, bu yönetim birimlerini idari ve mali açıdan güçlendirmenin daha yerinde olduğudur.
Köylü Daha Çok Vergi Verecek, Daha Çok Yoksullaşacak.
Bütünşehir köylü için ne ifade edecek kısaca ona da değinmek istiyorum diyen Öz; İlk etapta şunu ifade edebilirim, köylü yaşam alanı üzerinde tasarruf haklarını kaybedecektir. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan, suyu bedava kullanan, vergi muafiyetine sahip köyler, belediye sınırlarına alınmakla bu hak ve muafiyetlerini kaybedecek ve köylü için hayat daha pahalı hale gelecektir. Yani daha çok vergi verecek biraz daha yoksullaşacaktır dedi.
Dün FETÖ´YLE Kol Kola Olanlar İktidarda
15 Temmuz gecesi FETÖ´NÜN millete karşı tezgâhladığı alçakça kalkışmayı Akıncılar Hava üssünde yöneten Adil Öksüz serbest bırakılıyor, şimdi nerede olduğunu bilen yok. Bu alçaklara kol kanat gerenler devleti kuşatıp ele geçirmesine yıllardır seyirci kalanlar ise iktidarda. Cumhurbaşkanı´nın “altı ibadet, ortası ticaret, üstü ihanet” olarak tanımladığı FETÖ yapılanmasında öyle anlaşılıyor ki üstteki kadroların çok büyük bir bölümü yurtdışına kaçmış yada kaçırılmış, ticaret ile iştiğal eden yapının büyük bölümü siyasal iktidar ile iş tuttuğundan rahat, kimle mücadele ediyor peki bunlar? Altı ibadet diye tanımladıkları yüz binlerce insanla mücadele ediyor.
ŞUHALDE Yapılması Gereken Derhal OHAL den OLAĞAN Hale Geçmektir.
Bank Asya´dan hesap açtıran hasbelkader ATM´sinin önünden geçen insanları darbeci diye açığa alıyor, ihraç ediyor. 20 yıl önce 15-20 yıl önce yurtlarında kalan, resmi kurumların izin verdiği okullarında okuyanlardan darbe hesabı sormaya kalkıyorlar. Bu yurt ve okullara arsa tahsis edenler, kırmızı açılış kurdelelerini kesenler, ne istediniz de vermedik diyenler, kandırıldık, Allah bizi affetsin diyerek işin içinden sıyrılıyor ve hepsi dışarıda, canları kimi isterse onları darbeci diye yaftalıyor. Bu kabul edilebilir mi? Devletten aldığı izinle sendikacılık faaliyeti yürüten sendikaya üye memur, sendika FETÖ´ne yakın diye işten atılıyor. Niye izin verdin o sendikanın örgütlenme faaliyetlerine? Sayın Genel Başkanım Bütçe konuşmasında bir valilik yazışması gösterdi, ve şöyle dedi bu FETÖ süreci ile alakalı “Bir polisin eşi. Polis Fetullah Gülen terör örgütü üyesi, sempatizanı veya yandaşı diye, hangi gerekçeyle ise hapse atılmış. Oldu diyelim. Valilik yazı yazıyor, özel sektöre yazıyor, diyor ki: “Bunun eşini biz FETÖ´den dolayı içeri attık, sizde çalışıyor eşi, bunun da işine son verin.” İnsanların çoluk çocuğundan ne istiyorsunuz? Onlarda kandırıldık Allah bizi affetsin dediğinde ne yapacaksınız? Maalesef OHAL ile ülkeyi BUHALE getirdiniz.
Darbe fırsatçılığıyla OHAL ile alakası olmayan alanları KHK´lar eliyle düzenlediniz. Bu açık bir suiistimal değil de nedir? Maarif Vakfı Mütevelli Heyetinin huzur hakkının ne işi var, OHAL kararnamelerinde? Hazineye ait taşınmaz malların değerlendirilmesi, Kamu İhale Yasası´nda yapılan değişiklik, Bankacılık Kanunu´nda yapılan değişiklik, İşsizlik Sigortası Kanunu´nda yapılan değişiklik, Türkiye Kalkınma Bankasının kanununda yapılan değişiklik, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu´nda yapılan değişiklik… Ne işi var bunların? Bu, Parlamentonun iradesini gasp etmek değil de nedir?
ŞUHALDE yapılması gereken derhal OHAL den OLAĞAN Hale geçmektir.
Bu Tezgâhı Bozmak Boynumuzun Borcudur.
Öz, "Ülkemizde ve bölgemizde kurulan tezgâhı bozmak bu ülkede yaşayan herkesin boynunun borcudur." Dedi.
Kime dokunsak dert aynı kime sorsak sıkıntı aynı sıkıntı, esnafı ilçe ekonomisinin giderek daralmasından köydeki çifçisi ise ürünün karşılığını alamamaktan yana dertli. Gittiğimiz yerlerde sevgiyle karşılanmaktan yana mutlu olsak ta uygulanan sosyoekonomik politikalar dolayısı ile umudunu yitirmeye başlamış hemşerilerimizin geleceğe dair kaygıları bizleri üzdü dedi.
Kendilerine her şeyin bitmediğini, önümüzdeki takvim içerisinde, yapılması kuvvetle muhtemel referandum, ardından zamanında yapılması durumunda 2019 yılı içerisinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi, milletvekili genel seçimleri ve mahalli idareler seçimi olduğunu, bu seçimlerde ülkeyi içine düşürdüğü kötü yönetim anlayışından kurtarmanın kendi ellerinde olduğunu, sandıkta bu iktidara artık dur demeleri gerektiğini anlattık. Bizlerle hem fikirler, onlarda sabırsızlıkla seçimleri beklediklerini ifade ediyorlar.
Öz, halkımızın her şeyin farkında olduğunu ve artık hep yandaşlarının değirmenine su taşıyan bu tezgâhı bozmaya kararlı olduklarını görmek bizleri, daha fazla çalışma ve hedefe ulaşma noktasında motive etmektedir dedi.
YORUMLAR