Tat'lanıyoruz
Çünkü Çan Kuzular şehri. Herkes elinden geldiğince kanunlara, kurallara, temayüllere uyuyor. Devletine sonuna kadar bağlı. Devlet ricaline saygıda kusur etmiyor. Huzuru bozmamak için kendisi huzursuz olsa bile gıkını çıkartmıyor.
Bu yüzden olsa gerek Çan'a birbirinden farklı, orijinal, nevi şahsına münhasır kaymakamlar atanıyor ki bu Kuzular ahalisi azıcık hareketlensin.
Her gelenin kaymakamlık konutuna tepeden tırnağa teşrifine tamirine zaten alıştık.
Zat-i şahanelerine az bile.
Köpek kulübesine kalorifer tesisatı döşettirildiğini bile gördük.
Aslında kaymakamlığa yepyeni, dev bir kaymakamlık konutu yaptırmak için derhal kollar sıvanmalı.
Neyse konuyu fazla dallandırmayalım.
Sadede gelelim.
Sayın kaymakamımız Tat, her konuda diğer mevkidaşlarına fark atmaya kararlı Gelir gelmez kolları sıvıyor . İnternette hobilerini tatmin etmek için eş dost haber ve fotoğrafları yayınlayarak kendini gazeteci diye pazarlayan bir şahsı çağırıyor ve hükümet binasının çatısını çektiriyor. Gazeteci olmayan gazeteci çekiyor, gazeteci olmayan gazeteci yazıyor.
İyi güzel de daha sonra tamiri yaptırılan bu çatının faturası hangi özel şirket tarafından ödeniyor?
Bu ufak ayrıntıyı da boşverin.
Konumuz Değerler Eğitimi
Yazarımız Yakup Tat
Koskoca bir şehirde yayınlanan üç gazetede de eli yüzü düzgün, okunacak yazar kalmamış olsa gerek, bu boşluğu doldurmaya karar vermiş değerli kaymakamımız.
Allah kalemine kuvvet versin.
Bir teklif de biz yapalım, bu makaleler önce çoğaltılarak bütün devlet memurlarına imza karşılığında dağıtılarak okunması sağlansın, sonra bütün kahvelere bol bol dağıtılsın.
Böylece değerli Kaymakamımızın buyurduğu gibi değerlerimizi korumak için ortak bir bilinç geliştirebiliriz.
Ayrıca; en kısa zamanda bir komisyon kurularak Sayın Kaymakam'a Yılın köşe yazarı ödülü de derhal verilmelidir.
Buraya kadar tamam.
Yalnız, Sayın Kaymakam'ın makalesindeki anlayamadığımız bazı hususlara deyinmek istiyoruz.
Somutlaştıracak olursak; Ahlaki ve İmani değerlere uymasa da mesela bir kaymakam evinde çalışan bir bayanın parasını dört yıl boyunca ( Ocak 2009 Eylül 2012 ) tüyü bitmemiş yetimin hakkı dediğimiz sosyal yardımlaşma vakfından veya şu veya bu birlikten kamu parasından ödese
Şimdi, bu tarihler arasında Çan'da görev yapan kaymakam kim?
Yani hizmetçisinin parasını devlete ödeten kim?
Çok açık, eski Kaymakam Hasan GÖZEN.
Açıkça deniyor ki ; Toplum bunu ahlaki, İmani veya vicdani değerlere uygun olup olmadığına bakmaksızın, yargılamaz
Yani Kaymakamımız, eski Kaymakamı hizmetçinin parasını devlete, birliklere ödettirmesini gayrı ahlaki bulup niye Çan Halkı bunu yargılamadı diye soruyor?
Kime soruyor? Kuzular Şehri'nin sakinlerine ..
İyi de Türk adaletini ne yapacağız?
Kendisi bu konuda bir soruşturma açtırdı mı?
Suç duyurusunda bulundu mu?
Kendileri Çan Mülki Amiri mi, mahalle sakini mi?
Bu şehir ahlaki, İmani veya vicdani değerlerin arkasına saklanarak gizli emellerini gerçekleştirmek isteyen çok insan gördü.
Ama asla kendini ne İlahi, ne adli otorite gibi de görmedi.
Devam edelim ve değerlenelim.
Yaşadığınız ilçe de, sırf beş on tane kömür satıcısı aç kalmasın diye vasfı uygun olmayan kömüre Uygunluk raporu düzenlense Yakılan kömürden dolayı soluduğumuz havadaki SO2 miktarı en fazla 340 olması gerekirken ( AB normlarında en fazla 50 ) akşam ve sabah saatlerinde 1020 lere çıksa ve annesinin karnındaki yavruların dahi zehirlendiğini bilmenize rağmen bir şey yapılamaz ise ahlaki, İmani ve vicdani değerlerin hükmü kalmamıştır.
Bunları yazan kim?
Çan İlçe Kaymakam'ı Sayın TAT.
Ne var bu satırlarda?
Sahte belge düzenlettirme, halkın sağlığını alenen tehdit etme, beş on kömür satıcısına haksız kazanç sağlama, görevi kötüye kullanma
İyi güzel de gazetelerde köşe yazısı yazmak değerler eğitimi vermek mi asli göreviniz, bu şehri adam gibi yöneterek gereğini yapmak mı diye sormazlar mı adama?
Velhasıl , Kuzular Şehri'nin kurt olmaya namzet kaymakamlarının devr-i saadetlerine tanıklık etmeye devam ediyoruz.
Garip olan şu ki ; Kuzular Şehri'nde kurt olmaya çalışanların kuzulardan medet umma çelişkisini de ayrıca bir kenara not edelim.
Şaka değil.
Değerleniyoruz.
Tatlanıyoruz.
Bereketleniyoruz.
Daha ne olsun efendim?
YORUMLAR