Meşhur hikâyeyi bilirsiniz: Adamcağız oğluna; “Sen adam olamasın!” diyormuş. Çocuk da okumuş vezir olmuş. Adamlarını gönderip yaşlı babasını apar topar huzuruna dikmiş ve “ Bana adam olamazsın demiştin, bak, ben vezir oldum” demiş. Tecrübeli baba da hemen cevabı yapıştırmış: “Oğlum ben sana vezir olamasın demedim ki, adam olamasın dedim. Eğer sen adam olsaydın yaşlı babanı karşına getirtmez, onun ayağına gider, hayır duasını alırdın ” demiş.
İşin özü vezir olmak değil, adam olmaktır.
“İncili Çavuş, Osmanlı Elçisi olarak Fransa Kralına gönderildiğinde, elbiselerinin kimi yerinde yama varmış. Kral bunları görünce dayanamayıp:
“Bana senden başka gönderecek adam bulamadılar mı? Demiş. İncili Çavuş da:
“ Osmanlılar, adama göre adam gönderirler, beni de sana göndermelerinin hikmeti bu olsa gerek” cevabını vermiş.(1)
Yerine, zamanına ve adamına göre adam olmak. İşin bir başka yönü de budur...
“Neyzen Tevfik, dar koridorda giderken bir kabadayı ile karşılaşıyor ve yol istiyor. Kabadayı “Ben ciğeri beş para etmez adamlara yol vermem” diyor. Neyzen bakıyor olacak gibi değil, kenara çekiliyor ve “ Ben veririm” diyor.(2)
Anlayana adam gibi bir cevaptır bu..
Filozof Diogenes: Gündüzleri fenerle dolaşır ve “Bir adam arıyorum” diye bağırırmış.(3)
Mevlana da: “Ne adamlar gördüm sırtında elbise yok, ne elbiseler gördüm içinde adam yok” diyormuş.
Şair de şiirinde diyor ki:
“Adamlar tanırım anlamamış,
Anlamayacak ne olduğunu.
Adamları bilirim; dolduramamış
Dolduramayacak koltuğunu.
Adamları bilirim; yamuk, eğri
Adamları bilirim; maskara,
Adamları bilirim; elleri eldivenden de kara”..(4)
Keşke sadece elleri kara olsaydı, vicdanlar bile kara.
Mehmet Akif de şöyle diyor bu konuda:
“Nasihatim sana: Herzeyle iştigali bırak!
Adamlığın yolu nerdeyse, bul da girmeye bak!
Adam mısın ebediyen cihanda hürsün gez;
Yular takıp seni bir kimsecik sürükleyemez.
Adam değil misin, oğlum, gönüllüsün semere;
Küfür savurma boyun kestiğin semercilere.. .”(5)
Sen eşekliğe özenirsen semer vuran çok olur sırtına.
Bu konuda Muhammed İkbal şeytanı konuşturur:
“Bu devirde, der İblis, “İnsanlarda hiç iş kalmadı. Nerede 0 eski dişli insanlar! Şimdi hangisini tutsam oyuncak bebekler gibi elimde kalıyor, hemen teslim oluyorlar.” (6)
Nerde o eski dişli insanlar.. .Adam gibi adamlar...
Biz de onları arıyoruz...
İkiyüzlü adamı Kızılderili ne güzel anlatır:
“Beyaz adam hep çatal dille konuşur.”(7)
İşte tipik bir emperyalist anlayışa sahip bir adam daha:
“Napolyon´un şöyle dediği nakledilir: ”Ben Paris te ateist olurum, Mısır´a gittiğim zaman da Müslüman. ” (8)
Peki, ne zaman adam olursun?
Böylelerine Büyük Mevlana asırlar ötesinden cevap verir:
“Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi . . .” der.
İşte asıl mesele de budur...
Ekmek mi önemli adam mı?
Elbette adam önemli...
Prof. Dr. Üstün Dökmen:
“Yere düşen ekmeğin üstüne basan insan görmedim ama yere düşen insanı tekmeleyen çok kişi gördüm” diyor ve devam ediyor: “Yerdeki ekmeğe saygılı olma konusunda ülkemde mutabakat var. Kimse ekmeğe basmaz, ayağı ile dürtüklemez ya da ekmeği öper koyar bir kenara.” der.
Ekmek nimettir kabul, peki insan nimet değil mi? (9)
En kutsal ibadet insana yapılan iyiliktir.
En büyük günah ise insana yapılan kötülüktür.
Kurs adı altında ki, çürük binalarda çocukları katledenler adam olabilir mi?
Kum torbasıyla yapılması gereken filika testini, kobay olarak kullanılan işçilerle yapanlar adamdan sayılabilir mi?
Yola mayın döşeyerek ana kuzularını şehit edenler, adam yerine konulabilir mi?
90 Yıllık Cumhuriyet Türkiye´si hala yapay sorunlarla neden boğuşup duruyor?
İşsizlerin, açların, çaresizlerin, fakirlerin, garibanların sesini duymayanlar insan olabilir mi?
“Bıçak soksan gölgeme,
Sıcacık kanım damlar,
Gir de bir bak ülkeme,
Başsız başsız adamlar. . .”(10) diyen Necip Fazıl haksız mı?
Biz bu başsız adamlardan ne zaman kurtulacağız?
Biz adam gibi adamları arıyoruz.
Koca gönüllü Sevgi Sultanlarına hasret kaldık...
Yaşamaktan çok yaşatma azminde olan adamları bekliyoruz.
“Hani Yunus Emre ki kıyında geziyordu;
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu.” (11)
Nerede kapı kapı dolaşan emirler nerede?
Bir adam için bir ömür harcayan kahramanlar, nerede?
“Sayımız çoğaldı mı, azaldı mı, emin değilim?
Yoksa hiç “ adam, kalmadı mı?” (12)
Dilaver Cebeci adam gibi adamları şöyle anlatır:
“Onlar bu dünyaya niye geldiler?
Li yâğbudûn diye diye geldiler.
Konaklı, sofralı, tuğralıydılar,
Bir dilim ekmekle doya geldiler.
Eline, diline, beline sahip,
Kalplerini nurla yaya geldiler.
Ünlü şehirlerde ünsüz gezdiler,
Bazen de bir sessiz köye geldiler…
Din ü devlet ile mülk ü millete,
Asi olmadılar uya geldiler.
Hem yüzleri hem sözleri güzeldi,
En güzel sözleri duya geldiler…
Yedi nesil göbekleri helaldi,
Helal rızıkları yiye geldi(ler).”(12/1)
Eğer adam olsaydı, Afganistan perişan olur muydu, Irak kan gölüne döner miydi? Filistin ikiye bölünür müydü?
Eğer adam olsaydı, Libya, Cezayir, İran çile çeker miydi?
Eğer adam olsaydı, Pakistanlı, Bangladeşli, Somalili ülkelerinden kaçarken tır kasalarında boğulur muydu?
“ Nerede insanlığı kana bulayanlar?
Nerede insana ekmek vermeyenler?
Nerede zalimler, diktatörler? ...”(13)
Firavunlar, Nöronlar, Romalılar, Bizanslılar, Ebu Lehepler, Marksistler, Faşistler,
Çıkarcılar nerede? Tarih sahnesinde acılar bırakarak çekip gitmediler mi?
Tarihten ne zaman ibret alacağız? .
İslâm´a göre üstün adam yoktur. Ehil adam vardır.
“ Büyük adam, süper adam yok… Çok okuyan, çok çalışan, çok iş yapan, çok akıllı, yasalara çok bağlı adam var..“ (14)
Hatta Müslüman olmasa bile ehil adam tercih edilmelidir.(15)
Biz kimin adamı olacağız?
“İşin adamı.. Bizim adam, bizi çok seven değil, işini çok seven ve onu en iyi şekilde yapan adamdır. Filan adam Hz. Muhammed´i çok seviyor, Atatürk´ e bayılıyor, şunun huzurunda el pençe divan duruyor. Güzel fakat bu adamın işle arası nasıl?
İşini yapmıyor, kaytarıyor, dedikoducu, kalpazan, vs... Aslında bu adam kimseyi sevmiyor... Değerleri kullanıyor. Bu adama inanmayın.
Bizim adamımız işini seven ve onu en iyi şekilde yapandır. . ."(16)
Bosna-Hersek´in kurucusu, Bilge Kral; rahmetli Alia Izzetbegoviç diyor ki: “İyi bir
Hristiyan´a kötü bir Müslüman´dan daha çok saygı duyuyorum.”(17)
Sözlerini Kur´an-ı Kerimin ölümsüz ifadeleri ile bitiriyorum:
Hz. Musa şöyle sesleniyor Rab´ına: “İçimizdeki beyinsizlerin yaptıkları yüzünden hepimizi helak eder misin Allah´ım?(Araf 7/155)
Bir ayet daha:
“Halkı iyi olduğu(kaliteli iş yaptığı) halde Rabbin, haksızlıkla memleketleri helak etmez.”(Hûd 11/117)
Adam gibi adam olmayı Rabbim bizlere nasip etsin!
Bu yazıyı, Soykırım yalanına ‘Evet´ oyu veren Fransız parlamenterlere ve Akdeniz´i Müslüman mülteciler için mezara dönüştüren sorumlulara ithaf ediyorum.
YORUMLAR