DİN HER DÖNEMDE YÜKSELEN BİR DEĞER

Kuran-ı Kerim insanlığı fıtrata yani ‘Yaratılış Kanunu’na çağırıyor ve diyor ki:
“Sen yüzünü Allah’ı birleyici olarak doğruca dine çevir: İnsanları Yaratmış olduğu o Tanrı fıtratına dön. Allah’ın yaratması değiştirilemez. İşte doğru din O ’dur. Fakat insanların çoğu bunu bilemez.” (Rum 30/30)

Bilmiyor zaten…
Allah Elçisi de:
“Her doğan çocuk İslam fıtratı üzerine doğar…
Sonra anne ve babası hangi dine mensup ise çocuk da o şekilde yetişir.” (Buhari Müslüm) Şu halde her çocuk Müslüman olarak doğar ama yetiştiği çevreye göre şekillenir.

Soylu vahyin ilahi tespitlerini anlatmaya devam edelim. Yüce Yaratıcı şöyle buyuruyor:
“İnsanlar önceleri bir tek ümmet (din) idi… kendilerine apaçık deliller geldikten sonra, sırf aralarındaki kıskançlıktan ötürü dinde anlaşmazlığa düştüler.

Sonra çeşit çeşit din ve inanç ortaya çıktı. Bu gerçeği vicdan sahibi ilim adamları da kabul eder. “Nitekim Hinduizm’in kutsal metinlerinden olan ‘Vedalar’ı inceleyen Alman filozofu Seheling şöyle demekten kendini alamamıştır: “Bütün insanlık önceleri tek varlıktı. (ümmet) ve Tek Tanrı’ya inanıyordu. Sanki bu en eski din yıldız yıldız parçalanmış.”

Allah’ın gönderdiği Tevhit Dini’ni insanoğlu parçalayarak ne hale getirmiş?

Tevrat’ı incelersek şu bilgilere ulaşırız:
Hz. Yusuf bir gün sınır meselesinden dolayı iki köylünün kavga ettiğini görür. Cemiyetteki bu huzursuzluğun önüne geçmek için toprakları kamulaştırır.
Ertesi gün çobanların otlak yüzünden birbirine girdiklerine şahit olur. Sosyal barışı temin uğruna da hayvanları da toplumun malı yapar.
Üçüncü gün su yüzünden kadınların saç saça dövüşmesiyle karşılaşır. Suları da cemiyetin ortak malı haline getirir.

Uzun lafın kısası altı günde her şeyi kamulaştırır; yedinci gün cumartesidir; halk huzur ve sükûn içindedir.

Marks’ın çocukluğunda iyi bir Yahudi eğitimi aldığı biliniyor. Şimdi can alıcı soru şu:
Bir Yahudi olan Marks’ın ideolojisini geliştirirken bu kısaslardan yaralanmadığını kim iddia edebilir?

Derinlere ve inançlara karşı olduğunu iddia eden Komünizm’in Tevrat’tan etkilenmediğini kim söyleyebilir?

Güneş altında yeni bir şey, söylenmedik bir söz yoktur…

“İkinci Dünya Savaşı’nın muzaffer kuvvetlerinden Kızılordu’nun başkomutanı ‘Mareşal’ Stalin, Papalığın gücünden bahsedildiği zaman küçümseyici bir soru sormuştu:

—Kaç tümeni var Papa’nın?