Reklam
Ahmet Kocabaş

Ahmet Kocabaş


İSTİKLÂL MARŞI -12 Mart 1921-

03 Nisan 2018 - 13:38

İstiklal Marşı’nın kabul yıldönümü münasebetiyle sizlere İstiklâl Marşı hakkında bilgi vermek istiyorum. Çünkü Hürriyet ve İstiklâli olan milletlerin İstiklâl Marşı olur. İslam dünyasında ilk defa İstiklâl Marşı’na sahip olan millet Türk Milleti’dir.

İstiklâl Marşı’nı kim yazdı? Mehmet Akif Ersoy
İstiklâl Marşı nerede yazıldı? Ankara’da Tacettin Dergâhı’nda.
İstiklâl Marşı nerede kabul edildi? TBMM’de.
İstiklâl Marşı kabul edilirken TBMM Başkanı kimdi? Mustafa Kemal Paşa
Bir defa bunları bilmeden İstiklal Marşı’nı anlayamayız.

Mehmet Akif nasıl bir insandı? Önce Kuran’ı ezberlemiş, sonra O’nu Türkçeye tercüme edecek kadar Kuran’ı iyi bilen, İslam’a kafa yormuş, vatan ve millet, ezan ve bayrak sevgisini ruhuna işlemiş bir gönül insanı, bir abide şahsiyet.

Türk Milleti’nin milli değerlerinin temelinde her zaman İslam vardır, Kuran vardır, kurban vardır. Bu devletin kuruluşunda, TBMM’nin açılışında, İstiklâl Harbi’nde, İstiklâl Marşı’nda da iman, İslam, Kuran ve dua vardır. Çünkü bu milletin ruhu, özü budur.

Şimdi size iki tane ayet meali sunmak istiyorum:
“…Sakın Allah’ın sıkıntılardan kurtarıp feraha çıkaracağından ümidinizi kesmeyin ve bilin ki Allah’tan ancak inançsızlar ümidini keser.” (Yusuf 12/87)
“…Düşmanları Peygamberi yurdundan sürüp çıkardıkları zaman, hani O, mağarada iki kişiden biri iken arkadaşına, ‘Korkma! Allah bizimle beraberdir.’ demişti…” (Tevbe 9/40)

Hicret sırasında Sevr Mağarasında kendilerini yakalamak isteyenlerin ayak seslerini duyan ve telaşlanan Hz. Ebu Bekir’e Hz. Peygamber; ’Korkma! Allah bizimle beraberdir.’ demişti.
Şimdi İstiklâl Marşı’nı yazarken bu ayetlerden ve bu olaydan Mehmet Akif’in etkilenmediğini kim söyleyebilir?

İstiklâl Harbi’nde düşman Polatlı önlerine dayanmış, top seslerinin yankıları Ankara’da duyulmaya başlamış, TBMM’nin Kayseri’ye nakli gündeme gelmişti. Herkeste bir endişe, bir korku vardı. İşte böyle bir ortamda Mehmet Akif, İstiklâl Marşı’na:
“Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.” diye başlamış ve sonra:
“Doğacaktır sana vaadettiği günler Hakk’ın…
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.” Diyerek devam ediyordu.
“Türk Milleti’ne umut aşılamak ve manevi güç telkin etmek için şair, İstiklâl Marşı’na “Korkma!” nidasıyla başlıyordu.”
İstiklâl Marşımız, İstiklâl Harbimiz kadar muazzam bir eserdir. İstiklâl Harbini vatan evlatları kanlarıyla, canlarıyla yazdılar; İstiklâl Marşı’nı da Milli Şair Mehmet Akif engin kültürü, soylu imanı, güçlü kalemiyle yazdı.

İstiklâl Marşı’nın ahenginde; Karadeniz’den Akdeniz’e kadar yürüyen kağnı gıcırtılarıyla karışık kılıç ve mahmuz şakırtıları, obüs yiyen göğüslerden fırlamış tekbir sesleri, Mehmetçiğin anasına son defa “Anam!” deyişinin çığlıkları, kelimelerden ziyade mananın ve sesin delaletinden gelen bir destan manzarası vardır.
İstiklâl Marşı’nın mısralarında, işgal sırasında yırtılan Türk bayraklarının figanı, düşman çizmeleriyle çiğnenen vatan topraklarının feryadı, yıkılan mabetlerin, susturulan ezanların nidası vardır.

O’nun mısralarında, yok edilmek istenen bir milletin bütün dünyaya meydan okuyuşu, ebedi millet olma arzusu, sonsuza kadar devlet olarak yaşama inancı vardır.

İstiklâl Marşımız; milli mücadele tarihimizin muhteşem destanı, cennetle müjdelenen şehitlerimizin şeref belgesi, milletimizin gözbebeği kahraman Mehmetçiklerimizin onur kitabesidir.

Mehmet Akif, Türk şiirinin Mimar Sinan’ı, İstiklâl Marşı da Selimiye’sidir…

Peki, bu İstiklâl Marşı nasıl yazıldı ve Milli Marş oldu?
1920 yılı sonlarında Erkan-ı Harbiye Vekili Albay İsmet Bey, Maarif Vekâletine, “Milli, heyecanı koruyacak, milli azim ve imanı besleyecek bir milli marş” hazırlanmasını teklif etti. Teklif hemen şairlere duyuruldu. Birinci gelene 500 lira ödül verilecekti. Birçok şiir yazıldı ancak istenilen özelliklerde değildi.

Mehmet Akif güçlü bir şairdi fakat bu yarışmaya katılmamıştı. Maarif Vekili bir mektup yazarak Mehmet Akif’ten bir milli marş yazmasını istedi. Mehmet Akif, “Türk’ün İstiklâl Marşı parayla yazılmaz” diyordu.

Millet fakru zaruret içersinde vatanı kurtarmaya çalışırken, askerin silah ve cephaneye ihtiyacı varken, devlet kasasında para yokken, Akif 500 lira karşılığında marş yazmayacak kadar onurluydu.

Milli mücadelenin lideri Mustafa Kemal Paşa da bu marşın ancak Mehmet Akif tarafından yazılacağına inanıyordu.
Maarif Vekâleti yarışmadaki para şartının çözülebileceğine dair garanti verince Mehmet Akif, İstiklâl Marşı’nı yazmaya başladı.

Türk Edebiyatının usta isimlerinden Nihat Sami Banarlı: “Bana öyle geliyor ki, bu muazzam şiiri sadece Akif yazmadı. Kâğıda heyecanını dökenle, toprağa kanını dökenler birleşerek yazdılar.” Diyor .Çok doğru , çünkü:
Akif bir gece aniden uyanmış, kâğıt aramış, yok. Hâlbuki ilham, imanlı göğsünden pınar gibi akıyor. Elinde kalem yer yatağının sağındaki duvara dönmüş yazıyor:
“Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım;
Hangi çılgın, bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim; bendimi çiğner aşarım!
Yırtarım dağları enginlere sığmam taşarım.”
Mehmet Akif kükremiş bir sel gibiydi, enginlere sığmıyordu. Bu duygularla İstiklâl Marşı’nı yazdı.

Mecliste Mustafa Kemal Paşa’nın başkanlık ettiği oturumda, Maarif Vekili Hamdullah Suphi tarafından İstiklâl Marşı okundu. Alkışlar ve gözyaşları arasında marşın okunması biterken, “Lütfen tekrar okuyunuz” sesleri alkışlarla desteklendi. O gün milletvekilleri marşı ayakta dört kez dinlediler.

12 Mart 1921 günü İstiklâl Marşı mecliste kabul edildi. Artık o bir milli marş, İstiklâl Marşıydı.

Mustafa Kemal Paşa: “Bu marşın İstiklâl davamızı anlatması bakımından büyük önemi vardır. Benim en çok sevdiğim de:
“Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet,
Hakkıdır Hakk’a tapan, milletimin istiklâl.” bölümüdür.
Benim bu milletten hatırlamasını istediğim vecizeleri işte bunlardır.” diyordu.
Gerçekten İstiklâl Marşı’nın Arapçası, Mısır’da okunduğunda yer yerinden oynamıştı…

Tarih, TBMM’nin “Cumhuriyet” kelimesinden sonra en çok alkışladığı cümlenin “İstiklâl Marşı” olduğunu yazıyor.

İstiklâl Marşı’nın içinde yer alan semboller İslam’ın sembolleridir. Hilâl Allah’ı, Yıldız Hz. Peygamberi, iman dolu göğüs inancı, mabet camiyi, ezan ilahi nidayı, şahadet dinin tevhit ilkesini, şehit bu değerler için canını seve seve veren insanı ifade eder.

İstiklâl Marşı bir duadır, Müslüman Türk Milleti’nin , “Devleti Ebed Müddet” duası:
“Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli;
Bu ezanlar - ki şahadetleri dinin temeli –
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.”
İstiklâl Marşı’nın kalbi işte bu dörtlüktür.
İstiklâl Marşı kabul edilirken, Burdur mebusu olan (Biga mebusu da seçilmiş ancak O, Burdur mebusluğunu tercih etmiştir) Mehmet Akif’in cebinde bir arkadaşından borç aldığı 2 lirası vardır. Sırtında paltosu dahi yoktur. Ankara’nın soğuğunda ceketle dolaşır, yağmurlu havalarda arkadaşlarından ödünç aldığı muşamba ile meclise gelip giderdi. Maddi yönden sıkıntı içindeydi.

Buna rağmen 500 lira ödülü almadı. Parayı şehit ailelerine maddi destek verecek olan Daru’l Mesai’ye bağışladı.

İstiklâl Marşı böyle yazıldı ve Milli Marş oldu. Bu ülke böyle fedakârlıklarla kurtarıldı.

Vergi kaçıranlar. Devleti soyanlar, bankaları boşaltanlar, naylon faturacılar bu fedakârlığı anlayabilirler mi?

Mehmet Akif, İstiklâl Marşı’nı “Kahraman Ordumuza” armağan etmiş, onu eserlerinin arasına almamış ve “ Allah bu millete bir daha İstiklâl Marşı yazdırmasın” demiştir.

Gazi Mustafa Kemal’i, Mehmet Akif’i, ilk meclisin fedakâr milletvekillerini, Cumhuriyeti kuranları, şehitlerimizi, gazilerimizi rahmetle anıyorum, ruhları şâd olsun.


YORUMLAR

  • 0 Yorum