BAYRAM’INIZ KUTLU OLSUN

Kurban Bayramı geldi geçti ama deldi geçti.
      Biliyoruz Hz.ibrahim AS asırlar önce oğlu İsmail’i Hak Teala’ya verdiği bir sözden dolayı kurban etmek istemişti. O günlerden bu yana zengin olan, hali vakti müsait olan bu kurban ibadetlerini yerine getirmişler, getirmektedirler. Fakat bu bayram ülkemiz adına biraz buruk olmuştur.
      Ülkemiz yağmurdan kaçarken sanki doluya tutulmuştur. Gündem birden terörden depreme atlamıştır. 23 Ekimdeki Van Erciş depremi 7,2 ile hepimizi vurmuştur. Bu yüzden bu bayram biraz buruk, biraz hüzünlü olmuştur. Çünkü hepimizin mutlaka bir yakını, bir tanıdığı oralarda bu felakete maruz kalmıştır. Ölenlere Allah’tan rahmet, kalanlara geçmiş olsun, yakınlarını kaybedenlere baş sağlığı diliyorum.
      Sorgulamak gerekir ki bu bayramda insanlarımızda kurban olmuştur. Bence bunlar deprem kurbanı değil, çürük binaların kurbanıdırlar.
      Bu günlerin ihmali değil, yılların ihmalidir. Suçlu aramak en kolayı. İsterseniz şöyle bir sıralayalım. En başa kendimizi koyalım. Sağlam binalar yapılsın dediklerinde “Sen ne karışıyorsun bana, istediğim gibi, istediğim yere yapacağım” dedin mi, demedin mi?
       Fay hattının üstüne 2-3 katın üstünde hatta 6-7 katlı bina ruhsat izinleri istedin mi, izin çıkartmak için her türlü alavere dalavere yaptın mı, yaptın, belediyelerde buna göz yumdu mu, yummaya zorlandı mı, zorlandı…
        Yapıların planlarını çizdin, denetimlerine imza attın ama binalar olurken bir kerecik bile binayı görmedin, yerini, çimentosunu, betonunu hiç incelemeyen mimar ya da mühendis sen değil misin?
          “Artık buralar en sağlam yerlerdir, buralarda deprem olmaz, toprağın enerjisi boşaldı” deme gafletine düşerek halkı yanıltan ben değilim herhalde.
          En çürük binaları yaparak daha çok para kazanmak hırsıyla tutuşan müteahhitlerimizden biri de sen değil misin?
         Hele Bayramın son gününde olan Van depreminde üç beş kuruş fazla para kazanabilmek uğruna fırsatı paraya çevirebilmek için çürük otelinin raporunu saklayıp oteline müşterileri dolduranlar suçludur…
         Kısacası suçlu kimdir? Ben, sen, o, biz, siz,…biziz biz?
         Suçlu aramayı bırakalım da sevdiğimiz bir şarkı sözüyle sözlerimizi bitirelim.
Dokunsalar ağlayacaksın,
Ama hiç dokunmuyorlar,
Biçare bakan gözlerin bırak kanasın,
Gücüne gitsin şarkılar.
         Donatılmışken bütün sofralar,
         Yaşlandırıyor seni aynalar,
          Her geçen yıl birer birer
          Masadan eksiliyor dostlar
Aklın ilk göz ağrısında
Hatırlıyor mu seni hala?
Dikiş tutmayan bu yara
Bazı geceler kanıyor hala
          Bilirim ölenle ölünmez ama
          Kalanlarda yaşanmıyor…..
Aşınız katıklı ve sıcak, hayatınız onurlu ve özgür olsun.
Sevgiyle dolun,sevgiyle kalın.
                                                ALİ OSMAN KIRAŞ