Ertesi gün yüzük beğenmek ve altın inci almak için çarşıya çıkılacaktı. Eşe dosta haberler uçuruldu. “Hayırlı olsun, hayırlı olsun, Allah tamamına erdirsin “ temennileri ile beraber yakın eş dost takı almaya davet edildiler. Allah ne muradımız varsa verecekti. Herkes böyle dileklerde bulunuyordu. Ama sanki Emirlerin ailesinde bir burukluk mu vardı ne? Olsun onlarda ilk defa bir çocuk evlendireceklerdi. Ne yapacaklarını, nasıl davranacaklarını bilemiyor olabilirlerdi. Bizim ailenin hepsi “çok iyi bir kapı buldun kız Şengül” deyip biraz da beni kıskanıyorlardı. İnşallah hep böyle mutlu olursun, sonu güzel olsun diye de klasik temennilerde bulunuyorlar, “çok istediler, çoktan beri de çıkıyorlardı canım”la sözlerini bitiriyorlardı.
Bir kaç hafta sonra da kendi ailelerimiz içinde , dar çerçevede yüzük takma merasimi yapıldı. Alkışlar arasında parmaklarımıza takılan yüzüklerin kurdelesi kesildiğinde filmlerdeki gibi aşkla ve şevkle Emir’e sarılıp öpüvermiştim. Tabii o da beni. Alkış tufanını görecektiniz. Biz modern bir çifttik. Süper oldu. Anında oyun havası bir oyun, bir oyun vur patlasın çal oynasın. O gece yarısına kadar bütün mahalleyi inlettik. Eğlence,eğlence. Benim akrabalarım, kardeşim kırdık geçirdik. Emir arada bir “hani beni çok oynatmayacaktın, ben oyunu pek sevmem” dese de zaman oyun ve eğlence zamanı, mutlu olma, mutluluğu paylaşma zamanı idi. Evin içi düğün salonuna döndü. Hayırlısıyla bu günleri de görmüştüm. Kıskananlar çatlasın. Emir’in ailesinden pek oynayan olmadı galiba ama biz ortalığa yettik. Güzel di güzel. Tabii bu güzel anlarımızı aynı zamanda bizi tanıştıran Mesut arkadaşımız fotoğraf makinesiyle ve kamerasıyla ölümsüzleştirmişti. Hey gidi hey.
ÖYLESİNE SEVMİŞTİM
Şimdi gidiyorsun, git
Bütün sabahları üşüdüğüm
Bütün gördüğüm senli günlerim, Onlar da gitsin
İçimde bir şarkı, gözümde bir ışık kalmıştı
Her şeye inat kapat gözlerimi, Sevdiğim anlar da gitsin.
Yıldızları da alsana yanına gökyüzünden
Sevdiğimiz şarkıları da, pencereme konan yusufçukları da.
Bana karanlığı bırak, beni bırak, beni böyle bırak
Böyle ansızın, böyle yakışıksız, böyle anlamsız, böyle dağınık.
Öyle kapıda susuşun, öyle sarsak, öyle serkeş, öyle çerkes duruşun.
Öyle sağlam, öyle bir de vuruşun
Koy beni sessizliğe ve otursun içime kül gibi kor yangının.
Şimdi gidiyorsun, git, HADİ GİT.
Hepsi hepsi bir sevda benimkisi, al da git.
Hadi kanatma, hadi yıkma, hadi dokunma
ZATEN BEN SENİ ÖYLESİNE SEVMİŞTİM.
…..
İçimde bir şarkı, gözümde bir ışık kalmıştı
Her şeye inat kapat gözlerimi, SEVDİĞİM ANLAR DA GİTSİN.
ZATEN BEN SENİ ÖYLESİNE SEVMİŞTİM.
Şimdi düşünüyorum da tüm bu güzellikler yoksa sonunda yukarıdaki İbrahim SADRİ’nin şiiri gibi mi bitecekti? Bu kadar kolay mı? Bize ne oldu böyle?
DEVAM EDECEK….
Aşınız katıklı ve sıcak, hayatınız onurlu ve özgür olsun.
Sevgiyle dolun, sevgiyle kalın.
23/03/2012
Ali Osman KIRAŞ
YORUMLAR