Şaşıp kalıyorum sana güzel kardeşim, saf komşum. Nasıl oluyor da bu kadar cansiperane, kendini paralarcasına savunma yapıyorsun? Halbuki kendi işini böyle savunsaydın batmayacaktın.. Hayret ki hayret. Kendi grubuna asla toz kondurmuyor, bindebir bile olsa hata yapma ihtimallerini görmüyorsun. A be komşum; daha bir ay veya üç ay önce, bir sene önce şöyle demiştiniz ama bak şimdi böyle olmuş, çok farklı olmuş sen de hemen ağız değiştirmişsin nasıl oluyor bu kadar kolay dönüyorsun, Semazenleri geçtin desem de umurunda olmuyor. Tamam “herkes kendini beğenmezse çatlar patlarmış “ atalarımız öyle demiş ama öyle bir an geliyor ki sana PES demek zorunda kalıyorum. Sütten çıkmış ak kaşık gibi tertemiz oluveriyorsun, oluveriyorsunuz. Han senin, hamam senin. İçindeki tellak senin. Ama sürekli bir başkası suçlu. Bazen abin, bazen yengen, bazen komşun, bazen bilinmeyen birileri, bazen okyanus ötesi, bazen sınır ötesi …vb suçlu. Sen asla değilsin. İşyerini batırmışsın, milyonlarca borca girmişsin, işsiz kalmışsın, dükkanına başkası el koymuş, kredi bulamaz olmuşsun, bulduğun paraya ise faiz kaç olursa olsun vermeye hazırsın ama sen asla suçlu değilsin. Ahmet , Mehmet Cumhur, Hasan, Payidar … suçlu. . Hiçbir kötülükte,akislikte, terslikte en ufak bir dahlin, dahliniz söz konusu değil. Eh pes yani pes.
Bak güzel komşum ülkelerde tıpkı bir aile gibidir. Biz bizim para eridi gitti, dolar, yüro, riyal hepsi uçtu, mutfakta, çarşıda önemli kriz var dedikçe sen inkar ediyorsun. Sanki hissetmiyor, yaşamıyormuş gibi. Önce rahip yüzünden dedin ama en yetkili ağızlar hayır rahiple alakası yok deyince sende hemen çarkettin, ağız değiştirdin. “Dış güçler dolar kurşunu sıkıyorlar bize” dedin yine kendini temize çıkardığını zannettin. Bak dış güçler dediklerinin hepsinin ayağına gittik ve gayet iyi olduk. Şimdi ne diyeceksin? Yani şimdi “özür dilerim hocam senden. Onunla bununla alakası yok bu işin. Ne ettimse kendim ettim, kendim buldum” mu diyeceksin. İşletmeyi iyi yönetemedim, abartılı harcadım, annem , rahmetli babam, ailem, komşularım, halkım beni affetsin mi diyeceksin, diyebilir misin. Demek gerekir bence.
Güzel komşum bu ülkede 1071 den beri dış güçler var. Dostlar var, düşmanlar var. 1453 te de, 1923 te de 1950 de de vardı. 2023 te de olacak 2071 te de. Bırak bu masallara kanmayı. Bize anlatmayı da bırak. İnsanın kendisine , ailesine ülkesine yaptığı kötülüğü kimse kimseye yapamazmış. Ağacın kurdu içinde olurmuş bilmez misin. Kandırma artık kendini ve beni., bizleri. Ne olur incitme bizi.
Bak güzel komşum her şeyi tüketime harcar, yanlış yatırımlar yapar, yanlış borçlanır, üretime dönük, geleceğe yatırım yapmazsan sonun iflasdır. Sen bunu iyi biliyorsun. Bizzat yaşıyorsun, yaşatıyorsun. Satmayla nereye varacağını zannediyorsun. O evler, hanlar hamamlar,arsalar, tarlalar, fabrikalar….satılıp lüks yaşama devam ettiğin müddetçe dayanacağın nokta burasıdır. Daha çok borç, daha çok kredi, daha çok faiz ödeyeceksin. Çıkış üretimde, tasarrufta, kendi öz kaynaklarımızda, dişimizi sıkmakta ve doğru yatırımlardadır.
Sayın komşum aynı gemideyiz biliyorum ama sen kendini teras katta zannediyorsun, ben ise kazan dairesindeyim. Halbuki senin de teras katta olduğun biraz şüpheli ama. İyi seyirler sana. Romayı yakıp üstüne bir sigara tellendiren Sezar gibi. Sen de yak bir sigara dumanı nasıl çıkıyor bak bakalım. Gemi batarsa teras kattakilerin boğulmayacağını sanmak kadar aptalca bir duygu olamaz herhalde. Allah sonumuzu hayreyleye. Sen gene beni suçlu tutarsın şimdi. Neden bunları söyledim diye. Yav ben senin işlerinin direksiyonunda değilim be. Yirmi yıldır sen kendi işini yapıyorsun. Uyan artık uyan!
YORUMLAR