Her insan oyun kurallarına uymak ve oyunu dürüst oynamak zorunda olduğunu daha küçükken öğrenmeli ve esas meselenin kazanmak veya kaybetmek değil, doğru dürüst oynamak, davranmak, hareket etmek olduğuna inanmalıdır. Ondan sonra da “Ben elimdn geleni yaptım, fakat karşı taraf kuvvetçe, bilgice, hatta şansça benden üstündü., gerçi bende şu şu hataları da yaptım ondan yenildim; bir daha ki sefere daha iyi çalışmam, sinirlerime hakim olmam lazım diyebilmeli, yani karşı tarafa herhangi bir kin, nefret, pişmanlık ve kızgınlık beslemeden karşı tarafın elini sıkabilmeli ve yenilgiyi dürüstçe kabul etmelidir. Yoksa hakemi, karşı oyuncuları, öğretmeni,biletçiyi, bakkalı, dövmeye ve sövmeye kalkışmak, insanın kendisine ve davasına inanmadığının delilidir.
İster kaybedelim, ister kazanalım. Ulu hakem, hakkımızdaki hükmünü oyunu ne kadar dürüst oynadığımıza göre verecektir. Başarıya ulaşmak için yenilgileri kabul etmek, onlardan ders almak lazımdır. Gerçi bu kabul edilmesi çok güç bir şeydir.
“Tecrübe okulunda öğrenim ücreti yüksektir, ama akılsızlara bir şeyler öğretebilen başka bir okulda yoktur.”
Hayatta insanların çektikleri huzursuzlukların, belaların, sıkıntıların çoğu, yenilmek sanatını bilemediklerinden , yenildiklerini bir türlü kabul etmek istemediklerinden ileri gelmektedir. İster bir futbol oyununda veya başka oyunlarda olsun, ister meslek veya evlilik hayatında, hatta siyaset(özellikle Türkiye’de) hayatında olsun.
Yenilmeyi kabul etmek demek , her şeyi bırakmak, hayata küsmek, bizden daha değerli insanlara kin beslemek değildir. Yenilgiyi huzur ve sükun içinde kabul etmek, sebeplerini araştırmak, hataları itiraf etmek ve herhangi bir intikam hissi beslemeden hayata ve insanlara kırılmadan yeniden başlayabilmek, tecrübelerden faydalanabilmek demektir.
Yakın tarihteki büyük adamlardan(İngiliz Devlet adamı Wiston Çuörçil gibi) birçoğunun başarılarının sebebini, yılmamalarında ve kendilerine olan güvenlerini kaybetmeyerek gelecek için daha iyi hazırlanmış olmalarında bulabiliriz.
Bu günlerde Avrupa maçlarını oynayan futbol kulüplerimizin uğradıkları hüsranlar beni böyle bir yazıya yöneltti. Umarım sadece futbolda değil tüm alanlarda böyle bir mantığa ihtiyacımız var.
“Suyun gücü yüksekten düşmesinden değil, devamlılığındanmış”
Aşınız katıklı ve sıcak, hayatınız onurlu ve özgür olsun.
Sevgiyle dolun, sevgiyle kalın.
YORUMLAR