Reklam
Ali Osman Kıraş

Ali Osman Kıraş


DUVARDAKİ SİLAH

03 Nisan 2018 - 13:38

Çok geniş dikdörtgen şeklinde bir salon. Düğün  salonu mu?.....Bilmem….

       Salon dışında bir masa, salonun ortasında bir masa, salonun sahne kısmında başka bir masa.    

       Şahitler masanın ,  masaların başında.  Yerlerini  almışlar ,  hepsi  hazırolda.

       Davetliler tıklım tıklım doldurmuş salonu. Hatta dışarıya taşmış.

       Seyirciler salonun tribün kısmında ve her yerde. Çevrede dev platformlar, dev ekranlar. Kameralar masaları zumluyor. Bazen gözler faltaşı gibi açılıyor, bazen göz kapakları düşüyor, uyukluyor belki de herkes. Tam bir tiyatro oyunu , sonucu bilinmeyen. Bir tek senarist biliyor. Rabbim hayreyleye.

        Şahitler masanın başındakilerin ne yapmak istediklerini biliyorlar mı? Tabii ki bilmiyorlar. Sadece seyrediyorlar.

       Şahitler nikaha inanıyorlar mı? Masanın iki ucundakilere bağlı. Bazen evet, bazen hayır. Buram buram terliyorlar.

       Davetliler masanın başındakileri tanıyorlar mı? Çok flu, belli belirsiz. Tanıdıklarını zannediyorlar.

       Davetliler salona ne için gelmişler biliyorlar mı? Masa başındakileri görmek için mi? Düğüne katılmak için mi, yoksa cenazeye katılmak için mi? Hiçbirinden emin değiller. Hepsi olabilir. Ortam   sıcak, çok sıcak…

        Seyirciler masadaki nikahın olacağından emin mi? Tabii ki soru işareti.

        Seyirciler masada ne konuşulduğundan haberdar mı? Tabii ki hayır.

        Seyirciler niye gelmişler oraya, ne görmek istiyorlar? Tabii ki belli değil, belki de  çağıran  bile  yok. Hasbelkader orada bulunuyorlar. Çaresiz.

      “ Bir tiyatro sahnesinde duvarda asılı duran bir silah var ise oyunun sonuna doğru o silah elbet patlayacaktır.”     Shakespeare

        Silahların gölgesinde barış olur mu? Elbette olmaz.

       Masada karşılıklı oturanların gizli ajandaları varsa ne kadar uzlaşılır? Tabii ki uzlaşılmaz.

       Gizli ajandaları olanların karşıdakine güveni olabilir mi? Tabii ki olmaz.

       Güvenin olmadığı yerde uzlaşı, barış olabilir mi? Tabii ki olmaz.

        Çözüm  ne?..  Kartlar  açık  dağıtılacak.  Masadakiler  nihai hedefi  tam  koyacak.  Şahitlerde,  davetlilerde,  seyircilerde  nereye gidileceğini, nerede  durulacağını    bilecek.  Şeffaflık  her  noktada,  her  safhada  olacak  ki terini  silmek  için cebinden  mendilini  çıkarmak isteyene, karşı  taraf silahı  doğrultmayacak. Onun  gerçekten  mendil  çıkartacağından,  terini  silmek isteyeceğinden  emin  olabilecek. İşte  o zaman barış  daha  kolay  olacak.

     Öyleyse  duvarda  asılı  duran  silahı  kaldırıp  atın,  attırın  lütfen. Diyarbakır Lice´ de  kesilen  yollar,  patlayan  silahlar için  yazılan bu yazı  her şeyin   bir kere daha düşünülmesi  gerektiğini  belki de  kartların bir kere  daha  karılması  gerektiğini  hatırlatıyor.  Siz  ne  dersiniz?

 

  Yukarıdaki  yazı 10 haziran 2014 te yazılıp  yayınlanmış bir  yazımdı. Ne  oldu?  DUVARDAKİ SİLAH ASILI  DURDUKÇA BARIŞ  OLMAZ demişiz.  Oldu mu?   Masadakilerin  gizli  ajandaları var  demişiz. Şeffaflık  yok  demişiz. Her  şey  çok  flu  demişiz.  Bunlar, Günü  kurtarmak  için  yapılan şeyler    demişiz.

 Yazık  çok  yazık.  Özerklik  ilanları,  bombalar,  silahlar,  silahlar,  tuzaklar, pusular,  kalleşlikler  bilmem neler  neler.50 den fazla  şehit, sokağa çıkma  yasakları, geçici  güvenli bölgeler,  kurulamayan  hükümetler,  olmadı  bir  daha  güreş  tutalım  nidaları vs. vs. Kuzum  bu topraklarda  akıl  ne zaman hakim  olacak?

 

Aşınız  katıklı ve sıcak, hayatınız onurlu ve özgür olsun.

Sevgiyle dolun, sevgiyle  kalın.

 

21/08/2015

Ali Osman KIRAŞ

YORUMLAR

  • 0 Yorum