Sivas´ın elli yıl önceki fotoğrafı yayınlandı. Caddeler, mahalleler ağaçlarla dolu. Bol bol yeşil görebiliyorsun. Bugünkü fotoğrafta ise hiç ağaç kalmamış. Bir iki meydanda çimler görünüyor. Bu İstanbul için de böyledir, Ankara, İzmir için de böyle olsa gerektir. Belediyelerimiz, milletimiz yeşile, ağaca, doğanın doğal haline karşı mıdır, düşman mıdır, nefret mi etmektedir? Bu sorunun cevabını çok merak ediyorum. Soruyorsun, sorguluyorsun, merak ediyorsun duyduğun cevaplar ise küllün gülünç, küllün özrü kabahatinden büyük, küllün seni enayi yerine koyan, tepeden bakan, aşağılayan cevaplar oluyor.
Neymiş efendim…
Ağaçlar fırtınadan zarar gördü, ondan kestik, ağaçların içleri çürümüştü yıkılacaktı ondan kestik, yaşlanmışlardı, devrilebilirdi kestik. Selde yan yatmıştı kestik. Yola, caddeye çok yaprak dökülüyordu ondan kestik. Esnaf pislik oluyor dedi kestik. Serçeler, kumrular ve kargalar çok konuyordu, ondan kestik. Tepesinde leylekler çok gürültü ediyordu, ondan kestik, ağaçlar olmayınca şehir fotoğrafta daha iyi görünüyor onun için kestik gibi bin bir komik bahaneyle birer ikişer yok edildiler.
Ormanlarımıza bakıyorsunuz yine aynı güruh, benzer bahanelerle yakıyor, yıkıyor, yok ediyorlar. Arkadaş ben köylüyüm. Köylüye makta vermiyorlarsa ben ne yapacağım ormanı, yakarım gitsin. Diyebiliyorlar.
Şehirliye arsa lazım, ormanı yak gitsin. Makilikler ne işe yarar, imara açalım yak gitsin. Dağda oturacağım iki traktör odun kesemeyeceksem yak gitsin.
Ağaca ve ormana böyle davranan benzer kafa bakınız kadına ve insana karşı nasıl davranıyor? Özellikle kadınlarımıza….
Sokakta erkeklerle konuşurken gördüm kestim.
Dili çok uzamıştı kestim.
Gece rüyamda bana emir geldi kestim.
İçinde şeytan vardı çıkarmak için kestim.
Bin lira alacağımı vermedi kestim.
Beni işten attırdı kestim.
Annemle konuşmayacaksın dedim dinlemedi kestim.
O zaten Yoldan çıkmıştı, Allahuekber deyip kestim. Pişman değilim.
Kuzum siz kesmekten ve yakmaktan başka şey bilmez misiniz?
İnsanların rızkını kes, ekmeğini kes, ayağını kes, boynunu kes, kolunu kes, yolunu kes, kes oğlu kes . Peki canı veren Allah, can almayı size mi havale etti. Ağaçlar da yeşillikler de, hayvanlar da, insan da bir can değil mi? Bilesiniz ki Sonunda buraları da Arabistan , Moğolistan çöllerine, Güneydoğu, İç Anadolu, Konya bozkırlarına dönmeye namzettir. Ah ah. Ama şimdi siz dersiniz ki amannnn ben öldükten sonra dereler kurusa ne var, her yer çöl olsa ne yazar. Bıktım bu kafadan.
Aşınız katıklı ve sıcak, hayatınız onurlu ve özgür olsun.
Sevgiyle dolun, sevgiyle kalın.
YORUMLAR