Bugün CHP den bahsetmek istiyorum.
Cumhuriyetin kurucusu, Türkiyenin yaratıcısı, yaptığı devrimlerle ülkenin
yönünü batıya, medeniyete, çağdaşlığa çevirmiş bir partiden bahsedelim. Bu
parti son 65 yılını muhalefette geçirmiş bir parti olsa bile tüm iktidarlar
tarafından azılı düşman gibi görülen, sürekli suçlanan, alay edilen, tüm medya
yazarlarının, akademisyenlerin, en rahat eleştirdiği, eleştirebildiği yetmezmiş
gibi kendi içinde de sonsuz özgürlüğün hissedildiği, sürekli kendisiyle
didişen, iç mücadeleye girilen, girilebilen bir parti. Bu söylediklerim iyi
şeyler mi? Beklide demokrasi açısından iyi. Öz eleştiri, haksızlığa baş kaldırı
açısından iyi. Ama görünürde kavgacı bir ortam, huzursuz bir görüntü oluştuğu
için itici, soğuk, uzak durulması gereken bir durum doğuyor. Bu da kitleleri
cezbetmiyor. Tam tersine kendisinden uzaklaştırıyor. Demokrasi olan ülkelerde
iktidarlar yaptıkları ya da yapmadıkları ile eleştirilirler. Bizde ise iktidar
değil CHP ve MHP muhalefeti yaptıkları
yada yapmadıkları ile eleştirilir de eleştirilir. Onlara gelince atış serbest.
Eleştirmenin hiçbir sakıncası yok. Buna rağmen kitlelere bir türlü umut
veremeyen bu CHP ve MHP ye bende birkaç öneride bulunmak isterim naçizane.
Eey CHP, artık muhalif olmayı bırak.
Göreceksin muhalefetten de kurtulacaksın o zaman.
İktidarın
her demecine -mal bulmuş magribi gibi-demeçle karşılık verme huyundan vazgeç.
Sadece günlük kendi yapacaklarında, yapmak istediğin projelerinde ısrarcı ol.
Her
alanda alternatif çözümün olsun. Mutlaka olsun. Çözümlerini ısrarla gür sesle söyle.
En
çetrefil konularda bile mutlaka partinin fikri olsun. Bunu ilan etmekten
çekinme.
Kitlelere
küçük şeyler değil, büyük gelecek, önemli vizyon vaat et. (Papazın cenneti vaat
ettiği gibi)
Mutlaka
toplumun sıkıntılarını giderecek köklü çözümler üret. Halka anlat. (Saklanma
suskun kalma)
Ankara
ne diyorsa (Genel Merkez) en ücra köşedeki belde teşkilatı, ilçe teşkilatı da
aynısını papağan gibi tekrar etsin. Kopukluk olmasın. Bütünlük olsun.
Üç, dört
en fazla beş can alıcı, vizyon belirtici, sorun giderici, insanların gururunu,
onurunu okşayan sloganın olsun. Her zaman her yerde temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp
sun halk ezberlesin. Akılda yer etsin. ( Toprak işleyenin, su kullananın gibi)
Ankarada
Salı toplantıları gibi mantıksız bir şeyden vazgeç. Onun yerine her hafta başka
bir ilde Çarşamba- Perşembe toplantıları yap.
İlk altı
ayda şunları, bir yılda bunları, dört yılda şunları şunları yapacağım diye yol
haritası çıkart. Uçuk değil, Basit ve
anlaşılır, inandırıcı olsun.
Artık her şeye muhalif olmaktan vazgeç, kurtul. Parmak sallama, bir parmakla işaret yaparken, gösterirken dört parmağın sana dönük olduğunu hatırla. Yapıcı,
onarıcı, çözücü her şeye karşı iyi yöneten, hukuktan, adaletten yana,
haksızlıkları sona erdirici ol. Her olayda olay yerine ilk koşan sen ol. Sen olamıyorsan teşkilatın orada olmalı.Göreceksin başaracaksın. Sen ki sosyal demokrat olduğunu
iddia ediyorsun. Öyleyse hem sosyal politikalar hem demokrat politikalar
üretmek zorundasın. Yönümüzü Ortadoğudan tekrar batıya, ileri uygarlığa sen
çevirmelisin. Bu güzel ülke doğuya doğru giden bir geminin güvertesinde yönünü batıya doğru dönmüş insanlarımızın ülkesi olmaktan bir an önce kurtulmalıdır. Geminin dümeni de batıya doğru bir an önce yelken açmalıdır. Atı alan Üsküdarı geçti haberin olsun. Takdir halkımızın.
YORUMLAR