Annesi elinden tuttuğu çocuğa yalvarıyor.
—Hadi oğlum, bak okul ne güzel, birçok arkadaşın olacak, birçok oyuncak var, hep oynayacaksın. Öğretmenin seni çok sevecek, sana şeker, çikolata verecek. Yazı yazacaksınız…vb.. habire dil döküyor ama küçük afacan da gözlerinden yaşlar aka aka hem ağlıyor hem annesinin elini geriye eve doğru asılmaya çalışıyordu.
Ne de güzel kıyafetleri vardı. Anne daha heyecanlı, sanki kendisi okula başlıyormuş gibi sevinçli görünüyordu. Adımlarımı hızlandırdım, uzaktan tanıdığım bir dostun torunuydu ağlayan. Şakayla karışık;
--Ne güzel düdük öttürüyor bu böyle. Ağla ağla oğlum! Deyince çocuk sesi kesti anne de bana gülümseyerek birazda buruk buruk baktı. Şakaya devam ettim.
—Gitme oğlum gitme, sonra gidersin. Bak başladın mı bitmiyor. Daha bunun ilkokulu var, lisesi var, üniversitesi var, yüksek lisansı var, var oğlu var. 20(yirmi) sene durmadan devam edeceksin. Başlama anasını satayım, evde oyna biraz daha. Çocuk sanki bunları anlamış gibi sesi kesti, belki de benden ürktü, korktu. Anneyle hep beraber gülüştük. İşte hayatın gerçekleri, rekabetin acımasızlığı başlıyordu bu küçük yavrumuz için. Belki de çok mutlu günleri .
Ana sınıfları bu hafta eğitim öğretime başladı. Önümüzdeki pazartesi de ilköğretim ve diğer okullar başlayacak. Her zaman olduğu gibi belki de biraz sancılı başlayacaktır. YENİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI TÜM MESLEKTAŞLARIMA VE ÜLKEME HAYIRLI OLSUN.
Bu yıl atama bekleyen öğretmenler açısından beklentilerin bir çoğunun karşılandığı yıl oldu sanki. Bence normali de bu zaten. Ülkenin ihtiyacı ile mezun olan öğretmenler arasında bir paralellik olursa zaten atama sorunu olmaz. Atama bekleyenler yığılmaz. Bu planlamayı yapmak bir devlet için çok da zor olmasa gerek diye düşünmüşümdür hep. Bu yıl göreve başlayacak olanlara çevreye,öğretmenliğe uyum kursları açıldığını duydum,okudum. Bence güzel bir uygulama.
Öğretmenlik teknolojiyle iç içe olmaya başladı epey zamandır. Eskilerin sözlü anlatım, dinleme yöntemi demode oldu, geride kaldı. Gösterme, görme, dokunma, yapma, yaratma, hayal etme, proje üretme, sorma, sorgulama daha çok öne çıktı. Ama eski bir öğretmen olarak AAH BİRDE ŞU SBS, LYS, ÖSS bilmem ne… ler olmasa diyorum. O zaman bu yeni durum çok daha anlam kazanacak zannederim.
Yirminci yüzyılın son çeyreğinden itibaren kitapların, ansiklopedilerin yerini bilgisayarlar, internet denilen bilgi denizi almış bulunuyor. Bugün bilgiye ulaşan, bilgiyi günlük yaşamında kullanan, bilgiyi teknolojik alana aktarabilenler kazanıyor. Bilgi durağan değil daima yenilenen, üretilen bir şey. Hem de aritmetik değil geometrik olarak çoğalan bir meta.
Bilgi ve çalışkanlık sayesinde bir uygarlık--mesela İsrail-- çölde bile en modern, en refah en güçlü bir toplum ve ülke yaratırken, Benzer belki de aynı şartlarda başka bir Afrika ülkesinde ise bilgisizlik --tabiî ki buna beceriksizlik ve tembellik te ilave etmek lazım - sayesinde açlık, yoksulluk, her türlü hastalık, cehalet hüküm sürebilmektedir.
Tekrar eğitim öğretim yılının tüm ülkemize hayırlı olmasını diler. Her şeyin başının eğitim olduğunu, mutlu bir geleceğin plan, proğram ve üretimle gerçekleşeceğini, hiçbir başarının tesadüfen olmadığını hatırlamakta fayda olduğu kanaatindeyim
.
Aşınız katıklı ve sıcak, hayatınız onurlu ve özgür olsun.
Sevgiyle dolun, sevgiyle kalın.
YORUMLAR