Mahzunlaşıyorum. Gözlerim dalıp gidiyor. Düşüncelerim bilinmezlere alıp götürüyor beni. Koca çınardan düşen son yaprak misali ömrümün son demleri hissine kapılıyorum.
Dışardan gelen ani bir fren sesi kendime döndürüyor beni. Kaza mı oldu diye camdan bakıyorum.Hava ağır mı ağır, puslu mu puslu. Sanki insanın üzerine çökecekmiş izlenimi yaratıyor.
Kaza olmamış bereket diyerek seviniyorum. Ama hüznüm geçmiyor. Biten takvim olabilir ama gerçekte ömrümün bitmekte olduğunu bilmek beni bir kere daha çaresiz kılıyor. Takvimi yenileyebilirim de geçen günleri , yılları geri alabilir miyim? Zamanı durdurabilir, sevgileri devamlı kılabilir, acıları , hüzünleri sevince mutluluğa dönüştürebilir miyim? İşte o meçhul.
Bu sahneyi önceki yıllarda da yaşadım. Yeni yıl bana umut veriyor mu?
En başta bana, aileme, dostlarıma sağlık, mutluluk getirecek mi?
Çalışma hayatımda daha iyi şartlar oluşacak mı?
Şehrimiz rüyalar şehri,
Ülkemiz huzur ülkesi,
Dünyamız barış gezegeni olabilecek mi?
Öncek deneyimlerim bu soruların cevaplarının olumsuz olduğunu gösteriyor. Umarım yanılırım.
Yeni yılınız kutlu olsun. Tüm insanlığa sağlık, mutluluk, huzur getirmesini dilerim.
Aynı dilekler milyonlarca dilenmesine rağmen neden gerçekleşmez?
Ne derler;---Geçmişten ders alınsaydı hiç tarih tekerrür eder miydi?
Maalesef hiç ders alınmıyor. Kıtlıklar , savaşlar, haksızlıklar, kinler, nefretler,, öç almalar durmaksızın devam ediyor. Allah akıl fikir vere.
Aşınız katıklı ve sıcak, hayatınız onurlu ve özgür olsun.
Sevgiyle dolun, sevgiyle kalın.
YORUMLAR