Siz tanırsınız onu. Tanırsınız, tanırsınız hem de çok iyi tanırsınız. Çok eskilerden desem. Vallahi hala “tanımıyorum” diyorsunuz ama, bak sonunda “aaaa! Hakkaten bu bizim Ruh” muş diyeceksiniz. “Allah Allah, ayıp oldu ya ; bildiğimiz insanmış, hem de en iyi bildiğimiz insanmış” diyeceksiniz.
Efendiiimmm, gelelim bu değerli, çok kıymetli , çok bilmiş, bulunmaz hint kumaşı gibi gökten zembille indirilmiş, yeryüzünden cımbızla çekilmiş, kırmızı dipli mumla günlerce arandıktan sonra bulunmuş zatı muhtereme: Boyu bosu bizim gibi, biraz ince yapılı, orta boyun üstünde,saçına sakalına pek ihtimam göstermese de-günlük traş ona zul geldiğinden bazen kaçamak yapar, pis sakalla dolaşıverir.- yerine göre jilet gibi giyinir, moda defilelerinden fırlamış takım elbisesi ile ortalarda arzı endam eder,--gerçi kış günü beyaz takım elbise, yaz günü siyah takım elbise giyerek ters işleri çoktur ama—sağa sola böyyüüüük böyük selam ve temennalar çakarak çarşı ortasında avazı çıktığı kadar bağırmak en hoşuna giden özelliğidir. Herkese-kendisinden küçük veya büyük, amir veya memur olsun fark etmez- “AAABİ,” diye hitap eder. İlk söylediği cümle ise genellikle; “Selamünaleyküm Aaabi, senin işi dün akşam telefonla görüştüm, bugünde beni O aradı, merak etme, TAMAM ABİ , artık bi şeyler yaparız “ şeklinde olurdu. Saçlar biraz uzunca, kırlaşmış, arkadan sanki yeleli gibi, genellikle birkaç günde bir yıkandığından yağlıca bir vaziyette olur. Kahvehane gibi yerlere, ya da makam odasına gelirken çok uzaklardan gür sesi kendisinden önce gelir, büyük ihtimalle de küfürlü yada argo bir kelime mutlaka kaçırıverir. Hele masaya oturduktan birkaç dakika sonra etrafındakilerle kahkahalı, şen şakrak konuşmalarından argo ve küfürler ortaya saçılır, birkaç tane de kadına kıza gönderme yapılır, şamata olsun diye sırf “Aabi sen bi gör , anladın sen” tarzı cümleleri sohbetinin baş makalesidir. Bunları kahkahalarla anlatır, söyler. Duyulacakmış, utanılacakmış, ayıplanacakmış hiç umurunda olmaz, etrafındakiler de bol bol gülerler, zevkten dört köşe olurlar. Bizim Ruh”a “TABİİ USTA, ÖYLE OLMASI LAZIM, SEN TEK BAŞINA GELMİŞSİN, SENİN DEDİĞİN OLACAK” diye destek ve köstek! olurlardı. Dışardan tanımayanda birkaç defa kaş altından çaktırmadan bizim Ruh u izler, dikkatini o tarafa celbederdi. “Kim bu Salak?” dercesine birazda çekinerek etrafındakilerle söyleşmek zorunda kalırdı.
Ruh ; doğma büyüme bir köylü çocuğuydu tıpkı çoğumuz gibi. Hacı Abdülsamet Aga’nın 9 çocuğundan birisi olup çocukluğunda ve ilk geçlik yıllarında camiye gitmediği halde babasının ahiret sorularını başarıyla atlatabilmiş ama ara sıra “Bugün İmam hangi sureyi okudu?” gibi net sorulara doğru cevaplar veremediği zamanlar da eşek sudan gelinceye kadar dayak yediği olmuştur. Doğru cevap veremez çünkü çoğu kere kaçak yapardı. Abdülsamet aga bu ; Tekke Mahmut’in oğlundan kurtuluş olur mu ? Namaz için, adamı keser valla. İsterse oğlu olsun. --Adam olceeek çocuk yedi yaşından öte namazı, orucu tam yapacak, şakası olmaz bunun-, derdi.
Okulun en geç geldiği köylerden birisi de bu köydü. Köylüler medrese kaçkını bir hocanın etkisi altında yıllarca fakirlik ve dinsel baskı ile kendilerini tecrit edilmiş hissetmişlerdi. Bizim Ruh ta bu Mollanın torunu olmakla büyük mutluluk duymakta ve son yıllarda artan bu popülariteyi sonuna kadar etrafa yaymaktadır. Ne de olsa Molla torunu. Keşke Mollalık devam etseymiş!!! Vatan sağ olsun!. .
İşte bizim Ruh bu ortamda yetişmiş. Türkiye’nin tek partili demokrasi rejiminde ilçenin yetkili kurullarında üstün yetenekleri derhal fark edilerek oy birliği ile üstelikte köylü olması hasebiyle İlçe Ayanlığına-pardon muhtar mı deseydim-- seçilmiştir. Bu da nereden çıktı demeyin, Demokrasilerde en yetkili makam Ayanlık—Muhtarlık ne derseniz deyin canım- olduğuna göre, seçimle olması kadar doğal bir şey değil mi?... Bu Dünyanın en büyük süper gücünde de böyle değil mi?.. Artık eğitim Bizim Ruh tan ,Asayiş, sağlık, karayolları, havayolları, denizyolları, ormanlar, hatta çıkarılan, çıkarılamayan madenler, dağdaki, bağdaki hatta evdeki hayvanlar bile bizim Ruh tan sorulacak. Ondan icazet alınacaktır. Bundan böyle Ruh yeni Ayanımızdır. Minareden duyuru yapılacak, herkesin öğrenmesi sağlanacaktır. Yaşasın Ruh —Yaşasın Yeni AYANN dedik ama ömrü uzun sürmedi be gardaş. Allah rahmet eylesin. Çabuk göçtü gitti.
Aşınız katıklı, yaşamınız özgür olsun.
08/06/2012
Ali Osman KIRAŞ
YORUMLAR