Bizim sevdamız şiirdir.
Akşamları ve vardiya dönümlerinde nöbetini tuttuğumuz
Bir
edalı bakışla avunduğumuz
Bir çift gözün derinliklerinde kaybolduğumuz
Bele
kadar düşen saçların meliklerinde savrulduğumuz. Aşk; bütün yoksulluklara
rağmen umudun adıyla.
Yeni yeni kurulan bir mahalleydi Çayırlar. Fabrika kapısı
ile Atav köprüsü arasında Çanakkale yolunun alt ve üst tarafına kuruluyordu. Ya
kömür ocağı veya fabrikada iş bulanların yerleşim alanıydı. Tek veya iki katlı
ama bahçeliydi evler. Birde çok çocuklu
Alın teri ve emeğin var ettiği. Acının
ve mutluluğun birbirine karışarak, inadına mücadelenin alın yazısı olan
yerlerden.
Ölürsem, unutulursam, duasız kalırsam
Çayırlarda bir gül tomurcuklanır
Bu sevda
İlk yağmurla
Yeniden çan sokaklarına düşer Lamia...
Konumuz elbette futbol. Felsefe, şiir ve aşk olmadan futbol
olur mu?
Malum, Çayırlar taifesi çokça Sarıbaşın kahveye takılır.
Tarladan gelmişim yorgun argın. Ama poşetlerde asma yaprağı ile ilk turfanda
kiraz ve çilek dolu, tamamen organik. İki, üç bardak yorgunluk çayı içip adet
üzere eve atacağım kapağı.
Kahveci Nusret, Hadi maça beyler! Araba kalkıyor narası
patlatıyor. Ne maçı ? diye soruyorum.
Meğer belediyenin halı saha turnuvası başlamış. Çayırlarspor
kurulmuş. İlk maçı bu akşammış. Sponsorlar Ramazan Beceren, berber Ömer ve
diğerleri
Malzemeci bizim Laz Yücel. Sözde iyi takım kurmuşlar falan
Kahve
tevatürü aldı gitti maç ve takım üzerine
Beş dakikada motoruna, taksisine
atlayan, yanına alabileceği kadar taraftar alarak kayboldu ortadan. Allahtan
İlyasla çaylarımızı tam bitirirken Sabri Sefa vekilimiz çıktı geldi. Bizi boş
kahveye nöbet tutmaktan kurtardı. Böylece biz de başlamadan maça yetişmiş olduk. Fakat ben Çayırlar
deyince Çayırlar İdman Yurdunu hatırladım. Eski deponun yanında yapılan
Çayırlar-Kartal spor maçlarını. Şükrü, Yusuf, İsmail
Yani öz be öz
Çayırlıları
Hatıralar canlandı gözümün önünde. O eski ama güzel yıllar.
Ölenlere rahmet, kalanlara sağlık ve mutluluk dileyelim. Ama bu mevzuya
döneceğiz.
Takımlar sahaya çıktı. Çayırların forması yeşil-beyaz. Eee
çayırlar bu elbette yeşil olacak. Rakip Karakocaspor. Ama hepsi genç. Civa gibi
Bizim kaptan Mehmet, tamam
Çanspordan hatırladığım dayı da var. Gençlerden Oğuz iyi... Alper, Sezai,
Yücel
Gerisi maç kadrosunu elime almadan hatırlayamam. Bakıyorum yılların
devecisi Rahim Beceren en öne çekmiş sandalyeyi. Bakkal Mustafa orda. Berber
Ömer teknik direktör koltuğunda, Ramazan Beceren kafeterya locasında ailece
izliyor maçı. Müjdat abi geliyor. Lokantacı Hasan ve Can Tabldot patronu Fethi
Kaya hazirunda. Hüseyin Başaran bolca
Çayırlar fotoğrafı çekiyor ki Ben de eski Çayırlıyım deme hakkına sahip
olsun. Yıllarca maç yorumları yazmışız.
Isınma hareketlerinde iki takımı tartıya çıkarıyorum. Güç ile tecrübenin maçı
olacak diyorum. Karakocasporun hepsi genç, dinamik
Çayırlarspor ise futbolu doya
doya oynamış, durulmuş tecrübeli futbolculardan kurulu bir takım.
Maç başlıyor. Bizim takım top yapmaya çalışıyor, Karakoca
öyle pres yapıyor ki, oyunu bozuyor. Korkusuzca ve oyunu çirkinleştirmeden
oynuyorlar. Derken tecrübenin adı olan dayı uzaktan kaleciyi avlıyor 1-0
derken arka direkte Yücel kafayla maçı 2-0a
getiriyor. Takım tam rahatlayacak derken Karakoca inatla kovaladığı golü buluyor.
Maç 2-1
Hakem düdüğü çalıyor ve devre.
Lokantacı Hasana takılıyorum galibiyet pirimi sabah
çorbası mı? diye. Bir koca tepsi köfte diye ekliyor, Ekmekler Müjdat abi
den.. Fethiye takılıyorum, Hadi sen ne yapacaksın? Ben tabldot la idare ederim,
senin pirim ne? bu garip kul ne yapar? Yazı yazar. Bakın bu yazıyı galibiyet
primi niteliğinde yazıyorum. Ona göre. Bu arada Nusreti de çay ve meşrubat
sponsoru yapsak fena olmayacak. Gaza gelir kerata. Berber Ömerde galibiyet
başına bir saç-sakal tıraşı sözü verdimi yeter. Amele mahallesi takımın yemeği,
çayı, tıraşı oldu mu yeter.
Neyse maçın ikinci yarısı başlıyor. Biz kenarda makarna
yapıyoruz ana sahadakiler epeyce ter döküyor. Tecrübe yavaş yavaş ağırlığını
sahaya koyuyor. Karakoca kalecisi kedi mübarek. Herif top çıkarmıyor,
objektiflere poz veriyor. Ama o da bu tecrübe karşısında direncini kaybediyor.
Mehmet 3. , Sezai 4. , Yücel 5. , Alper 6. , Sezai 7. Ve Mehmet kapanış golü
olan 8. yi atıyor. Şimdi maçın skoruna bakıp Efsane geri mi dönüyor? demek
için vakit erken. Ama muhabbeti bile güzel. Güzel insanların bir arada görmek
keyfi az mı? Artık gelecek maça kadar malzeme bol.
Evet, bu gün Çayırlarda bir gül açtı
Çan sokaklarına yağmur düştü,
Ve yürekte bir sevda kıpırdadı.
Daha ne olsun
24.05.2013
Hamza Yıldız
YORUMLAR