Reklam
Hamza Yıldız

Hamza Yıldız


DERMAN YANIBAŞIMIZDA

03 Nisan 2018 - 13:38

İnsan başına gelince anlıyor. Bizim motor su kaynatınca ilk defa o da mecburiyetten gittik ÇOMÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi’ne…İlk etapta sadece ambulansı ve yoğun bakım ünitesini gördüm.Makinelere bağlı ve sırt üstü yatarak geçirdim dört günü.Ardından anjio…Sonuçların değerlendirilmesi ve by-pas kararı…
     Çömü Araştırma Hastanesi’nin bu kadar kısa zamanda bölgesi elbette sevdirici.Bu gelişmenin ardında idealist insanla sevindirici.Bu gelişmenin ardında idealist insanların inançlı ve kararlı mücadelesini görmek ise daha sevindirici….
       Personelin insana ve hastaya bakışındaki fark hemen hissediliyor. Mesela yoğun bakım ünitesindeki o görevli hemşire ve hasta bakıcıların sevecen, sorumluluk dolu davranışları, sıcak ilgileri zaten hastanın moralini yükseltmeye yetiyor.
       Bir anekdot… Tekerlekli sandalye ile pelerinli bir hemşire hanım servise giriyor.”Bu gün benimle gezmeye kim gelecek?”diye soruyor. Aslında önceden belirlenmiş hastasını tekerlekli sandalyesini bindirip, dosyasıyla birlikte ameliyata alıp götürüyor. Yatmaktan zaten sıkılan biz hastalar korkularımızı yenip bu diyaloglarla ameliyata hazır hale geliyoruz.”Hadi Hocam gezmeye gidiyoruz” diyor ve dosyamı kucağıma bırakıp “Bu da pasaportun” diye ekliyor. Tekerlekli sandalye, asansör, ameliyathane, projektörler… Operasyonu izliyorum. Tam bir ekip çalışması yapılıyor. Sonuçta tekrar yoğun bakıma gelip yatağımda ulaştırma hemşiresi ”Vize almamışsın, geri geldik” diyor.O hastanelere ait kasvetli hava yok burada.
        Sonuçlar değerlendiriliyor. Uzun yıllar içilen sigaranın armağanı daralan damarlar hayatı tehlike yaratıyor. Balon veya stent kurtarmıyor. By-pas kaçınılmaz.
        Bu memlekette bilgi sahibi olmadan fikir sahipliğine yeltenenlerin bolluğu aşikar.Herkes kendince bir yol gösteriyor,tavsiyelerde bulunuyor.Bursa,İzmir,İstanbul…Bense tercihimi Çomü Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nden yana kullanıyorum.Birinci nedenim gördüğüm ilgi ve personelinin sorumluluk bilinciyle hareket etmesi,ikici nedenim bu hastanenin Çanakkale için çok büyük bir şans olması…Ve hızla gelişerek daha çok insana hizmet vermesi,uzmanlar yetiştirmesi….Modadan ve gösterişten ziyade bilime inanmanın verdiği rahatlık ve kendi insanımıza olan inancım bu kararı verirken hiçbir tereddüde mahal bırakmadı.
       Ameliyat randevu tarihinden beş gün önce yatıyorum hastaneye. Kalp cerrahisi… Dr.Zafer Bey’le tanışıyorum. Yoğun bir bilgi bombardımanı…Yapılması ve yapılmaması gerekenler…Tahliller birbiri ardına yapılıyor.Kan tedariki konusunda çalışmalar sürüyor . Dt. Zafer sürekli yanımda, bütün işlerimi hem yönetiyor, hem refakat ediyor, hem Fatih Hocaya anında bilgi aktarıyor. Kendimi yeni emekleyen küçük bir çocuk gibi hissediyorum. Burada tesadüfe yer yok. Nitekim tespit edilen apse için ameliyat erteleniyor ve farklı tedavi yöntemi devreye giriyor.
Hareketli geçen bir hayatta birden durağanlaşmak sıkıyor insanı. Bir de planlananın dışında ortaya çıkan süprizler. Bereket yanıma kitaplarımı ve defterimi getirmişim. Hele bir de penceredeki o harikulade boğaz manzarası var ki anlatılmaz sadece seyredilir. Beri yakada Kepez’in yeşilliği, karşı yakada şehitlikler ve aralarında Marmara’dan Ege’ye uzanan boğaz… Gelip geçen gemiler… son bahara karşın içimde sıcak deniz hayalleri kolumda serumun poşeti… Güzellikleri görmek ama ulaşamamak hayata seyirci kalmak ne kadar zor. Sahanın içinde mücadele ederken aniden tribüne çıkmak ve sadece seyretmek. Hastalık böyle bir şey…
Sadece ben mi hastayım? Olur mu? Önce Sarıbaş’ın kahveden komşum Apo geldi kalça ameliyatı olmak için. Ardından Zeki Usta… O da mesaneden bıçak altına yatacak. Yani burada da Çanlı sıkıntısı yok.
Bugün hastaneye yatışımın sekizinci günü. Beklemenin dışında hiçbir sıkıntım yok. Bir an önce bitse ve Çan’a dönsem diye düşünüyorum.
Bir yandan da cerrahi bölümünde yatan hastaları, onları sağlığına kavuşturmak için fedakârca çalışan hemşire ve hastabakıcıları gözlemliyorum. Doktor, asistan ve öğretim üyelerinin insanüstü gayretlerini izliyorum.
Ve bu araştırma ve uygulama hastanesini Çanakkale’ye kazandıran herkese teşekkür ediyorum.
“Aman doktor derdime bir çare” diyor ya türkü…
Çare ve derman burada


YORUMLAR

  • 0 Yorum