‘Bu şehir hepten elini ayağını bırakmış geceye,
Çırıl çıplak çınar ağaçları
Ihlamurlar, akasyalar
Vardiya sirenini duymadın mı, saat oniki
Işıksız pencerelerinde üşüyorum.’
Akşamın alacalandığı saatlerde gazeteden çıkıp Çanakkale caddesi üzerinden eve doğru yürüyorum. ‘Hava ayaz mı ayaz, ellerim ceplerimde.’ Birden geçer bir otomobil ışığında beliren kar tanelerine ilişiyor gözüm. Sokak lambalarına kaldırıyorum bakışlarımı. İncecik kar taneleri poyraz rüzgarıyla savrula savrula yere iniyor. İçimi unuttuğum, o çocuksu heyecan kaplayıveriyor. Dudaklarımı kıpırdatmaksızın, yüreğimin derinliklerinde kar duaları sıralıyorum bir biri ardına. Bilmiyorum gece boyu perdeyi aralayarak dışarısını kontrol edeceğim; kar yağıyor mu, diye. Şiirler karaladığım not defterini açacağım masamın üzerine… Şiir kırıntılarının huzur iklimi yayılacak odaya… Hayal dünyamın zirvelerine tırmanacağım. Bilmiyorum ki kar çocuksu coşkularının ardından kendi şiirini de getirecek.
‘Bu şehir hepten elini ayağını bırakmış geceye
Kömür kokusu
Yağmur, kar
Ve ıslanmışlığım
Sokaklarda deli divane sarhoş…
Daima senin peşinde
Sevdamın ayakizleri
Köprüde, Ilıca Caddesi’nde, Çayırlarda.
Ellerim donuyor, kar mı yağacak
Taşlıtarla’da yolumu zemheri kesiyor.
Gecenin karanlığına serpilen kar taneleri yavaş yavaş evlerin çatılarını, ağarların üzerlerini örtmeye çalışıyor. Sonra kaldırımlar beyazlaşıyor yavaş yavaş. Bilirim en çok çocuklar sever karı. Bir de sevdalılar… Tabi şairler de. Sabaha kar sürprizine gözünü açan çocukların içi içine sığmaz. Doğru dürüst kahvaltı bile yapmadan annelerin sıkı tembihlerine kulaklarını kapatarak; şapkalarını, kaşkollarını, eldivenlerini, çizmelerini, parkelerinikuşanaraksokağa, kar özgürlüğüne koşarlar. Düşmeler, kalkmalar, üşümeler, ıslanmalar şikayet nedeni olmaktan çoktan çıkmıştır. Hastalanmakta umurlarında değildir. Kartopu oynanmış, kızaklar kayılmış ve caddenin kenarlarına o kar özgürlüğünün nişanesi olarak kardan adam kondurulmuştur. Kar özgürlüğü olabildiğine yaşanmış ve sıcak evlere unutulmayacak hatıralar taşınmıştır.
‘Ortasındayım
Gecenin ve yalnızlığın
Konak kaldırımlarına küsen adımların
Hastane Caddesi’nde soluklanıyor
Hep sırılsıklam ıslanmak mıdır sevdaların
Sisli sabahlardan
Tül perde gerisine
Yaramaz çocuklarcasına saklanmak mıdır
Dışarıdayım. Yüzümde eriyen kat tanelerinde üşüyorum. Sıcağın gevşettiği bedenim, soğuğun uyarıcılarıyla sertleşiyor. Alışkanlıklardan, saplantılardan arınmış, ayak izleri silinmiş yollarda tek başıma bilinmezliğin heyecanlarına yürüyorum. Dudağımda hatıralardan kalma bir şarkının nakaratı her adımda kendini tekrarlatıyor.
‘Her yerde kar var.
Kalbim senin bu gece’
YORUMLAR