Kaymakam Bey'e Arzuhalim

Aziz, muhterem ve mübarek

Kaymakam Bey’in yüksek huzurlarına sunduğum arzuhalimdir. “Katip arzuhalim yaz Kaymakam Bey’e böyle” diyecek bir arzuhalci aradım. Çan Kazasının merkezi umumisinde, bulamadım efendim. Affınıza ve lütfunuza sığınarak kendim yazayım dedim. Bu garip kulunuzun kusurlarını bağışlayacağınız ümidiyle bu arzuhali kaleme aldım.

Yüksek emir ve olurlarınızla teftiş edilen ve tutanakla izinsiz inşaat yapıldığını suçüstü yakaladığınız     “Ali-Hamza Çiftliğinin” ortağı olarak sizi bilgilendirmek üzere yazıyorum.
İrade ve icraatınızdan feyz alarak ertesi günü kolları sıvadım. Telefon diplomasisiyle devletimizin ilgili makamlarından gerekli malumatları aldım. Derhal tapu ve kadastro müdürlüğüne başvurdum. Gerekli tüm belgeleri Çarşamba günü tamamlayıp inşallah hayırlı ve mübarek Cuma günü siz namazınızı eda etmeden müracaatımı yapmış olacağım. Buyurduğunuz izni aldıktan sonra da çerçeveletip bağ evinin giriş duvarına asacağım ki buraya ayak basan tüm insanlara ibret olsun. Sizin kanunları uygulamadaki azim ve kararınıza şahitlik ederek titreyip kendilerine gelsinler. Biliyor ve umuyorum ki köy hayırlarını onurlandırmak adına yaptığınız teftişlerde Çan ve altmış beş köyün sınırları içindeki bütün ahır, saya, bağ evi, depo gibi kaçak ve uygunsuz yapıları tek tek belirleyip emir ve direktiflerinizle izin ve ruhsat aldırarak ülkemize örnek bir uygulama bahşedeceksiniz. Herkes sizi hayır ve dualarla anacak, sokak ve caddelere adınız verilecek, heykelleriniz dikilecek.
Gerçi geçen hafta size yazdığım açık mektup dolayısıyla bazı densiz muhalifler, birlik ve beraberliğimize kast edenler yazdıklarımı saptırıp, dedikodular ekleyerek ahaliyi kulaktan zehirleme yollarına başvurmuşlar. Efendim bir gazete marifetiyle Şuayip Tepesinin arkasında bulunan kokarca mevkiindeki fakirhanemizi görüp tutanak tanzim ettiren siz neden orada bulunan yapıları görmemişsiniz? Ve dahi Çekiçler altı, Derenti, Semedeli, Terzialan Göleti altındakileri neden neden fark edememişsiniz. Sözde “zengin yolunu dağdan aşırır, fakir düzde yolunu şaşırırmış” diye de kulp takıyorlarmış. Hatta bu izinsiz ve ruhsatsız evlerin fotoğraflarını çekip gazetemize gönderiyorlarmış. Buna bölücü ve komünistlerin gizli bir oyunu diyeceğim ama memlekette numune diye koruma altına alınacak tek bir komünist kalmadı. Bu fotoğrafları zat-ı alinize tevdi etsek, bir albüm bastırıp yüksek hizmetlerinizin delili diye kabul eder misiniz?
  “Şuayip’den bir kuş uçar, Erenler’e varana kadar duyduklarına kendi şaşar” diye bir söz vardır bu memlekette. Neymiş efendim? Çan’ın gözden ırak bağ evlerinde bazı geceler ince saz eşliğinde musiki terennüm ediyormuşsunuz. Canınıza değsin. Hatta bir akşam Ali-Hamza Çiftliğine de buyurunuz. Türkü gecelerimize şeref veriniz. Tarih, sanat, edebiyat gibi boş işlere kafa yoran ulema ve âlimlerimizin sohbetlerine katılınız. Gerçi bizde oğlak çevirme, mevsimine göre ızgara olmaz ama her daim taze çayımız bulunur.
   Bendeniz gözlerini huşu içinde Hükümet Konağı’na çevirmiş, hayırlara vesile olacak hizmetlerinizi bekliyorum efendim.