İl Başkanlığında danışmanlık yapan ve görevi itibariyle her gün gazeteleri tarayan Reçep arkadaşla yolda karşılaştık.
Yarı sitem yarı sevecenlikle: “Abi hep bize çakıyorsun.. Senin yazıları dosyalamaktan usandım valla…” dedi..
Bende ona, gazetecilik nedir diye sordum..
Kendisi de az biraz bu işe bulaştığı için ne demek istediğimi anladı.
Evet ben AKP’yi eleştiriyorum. Milletvekili Mehmet Daniş’i eleştiriyorum.
Çünkü iktidardalar.
Çünkü icraatın başındalar.
Çanakkale’ye hizmet etme şansı onlara verilmiş..
Gazeteci olarak ben bunları sorgularım; eleştiririm..
Neden yapmadınız ya da yapamadınız derim..
Güzel ve faydalı işlerini de göz ardı etmem..
Gelelim AKP’yi mutlu edecek yazı konusuna.
Dün önüme bir istatistik geldi; 2010 yılı hayvan desteklemeleri..
68 bin inekten 61 binine 14 milyon 190 bin lira destek verilmiş..
Tabi bunlar kaliteli hayvan; öyle bildiğiniz köy sığırlarından değil.
Zaten onların sayısı çok fazla; toplamda 234 bin büyük başlı hayvan mevcut Çanakkele’de.
İnsan sayımızın yarısı kadar da diyebiliriz.
Birde bu ineklerin doğurduğu buzalar var..
34 bin 600 buza da dünyayı gelmiş. Bunlara da 2 milyon 80 bin lira pirim verilmiş..
Maşallah maşallah..
Yalnız anlamadığım suni tohumlama sayısı; 124 bin kusur.
Doğan buza 34 bin kusur. Demek ki 3/1 başarı sağlanmış..
İnsanda da öyle değil mi; ha deyince olmuyor!
Bunları yazarken kendi halimizi düşünmeye başladım!
Başbakan bize de üç çocuk yapın deyip duruyor.
Ama çocuk başına verilen para ile hayvan başına verilen para arasında dağlar kadar fark var.
Hükümet yeni doğan memur çocuklarına bir kereye mahsus 123 lira veriyor. Emzirme parası da 202 lira. Yani sonuç hüsran!
Çocuk yapacaklar ise hiç düşünülmemiş!
Burada da ne ana düşünülmüş ne baba; insan bir viagra miagra koyar kanuna!
Elektrik meselesi var herhalde!
Yapın demesi kolay da!..
Neyse yukarda ki inek ve buza verileri Çanakkale’ye ait; doğu güneydoğu bizi çok çok katlayan bir vaziyette; çocukta da olduğu gibi..
Maşallah onlarda buza da fazla, çocukta..
Yalnız bir OECD raporu var ortada; yeni yayınlandı.
Türkiye bu sorunla yaşayan 34 ülke arasında ilk üçte. Oran yüzde 24.6; yani dört çocuktan birisi açlık sınırında yaşıyor..
Açlık sınırında yaşayan hayvan sayısını bilmiyoruz ama; çocuk sayısı böyle!.
İşsiz genç sayısına; üniversite kapılarında bekleyen ve de okuyanların hali konusuna yerimiz kalmadı!
Şimdi herkes şapkayı önüne koyup düşünsün diyecem ama o da olmaz; çünkü eskiden şapka kanunu vardı. İyi kötü bir şapka herkes de bulunurdu.
Şimdi böyle bir şey yok..
Mazhar Alonson ‘şapkasız çıkmam abi’ diye şarkı yaptıysa da kar etmedi!
Artık nasıl düşünürsünüz bilemiyorum!
YORUMLAR