Yüksek Fiyatların Nedeni ´Girdi Maliyeti´
Yapılan et ithalatlarına rağmen son zamanlarda et fiyatlarının yüksek olması çiftçileri ciddi anlamda hayvanlarını kesime yöneltti. Çiftçinin de girdi maliyetlerinin yüksek olması hayvan besiciliğini oldukça zorlaştırdı. Hayvan besiciliğinde girdi maliyetlerinin yükselişinin önünün kesilmesi, süt fiyatının artmasıyla artacak olan kazancın çiftçilerin hayvanlarını kesmemeye yöneltileceği ve bununla birlikte et fiyatlarının da kendiliğinden düşeceği öngörülüyor. Ülkedeki et ihtiyacının ise ithalatta geçici çözüm olarak görülürken, kalıcı çözümün adresi olarak da çiftçinin güçlendirilmesi olarak gösteriliyor. Sütteki fiyat artışının ise artış olarak değil, asgari düzeyde bir fiyat yükselmesi olarak belirtiliyor.
Son zamanlarda yapılan et ithalatlarına rağmen et fiyatları yüksek olarak seyrini koruyor. Et fiyatlarının ve girdi maliyetlerinin yüksek olması çiftçileri ciddi anlamda hayvan kesimine yöneltti. Bu durumun değişmesi için hayvan besiciliğinde girdi maliyetlerinin yükselişinin ön kesilmesiyle birlikte olan kazançla çiftçilerin hayvanlarını kesmemeye yöneltecek. Aynı zamanda süt fiyatının biraz daha artması ve çiftçinin girdi maliyetinin yükselmesinin önüne geçilmesiyle kazanan çiftçilerin hayvanını kesmemeye yönelteceği ve bununla birlikte ise et fiyatlarının da kendiliğinden düşeceği öngörülüyor. Ülkedeki et ihtiyacı ise ithalatta geçici çözüm olarak görülürken, kalıcı çözümün adresi olarak da çiftçinin güçlendirilmesi olarak gösteriliyor. Sütteki fiyat artışı ise artış olarak değil, asgari düzeyde bir fiyat yükselmesi olarak belirtiliyor.
"Asgari düzeyde bir fiyat yükselmesi söz konusu"
Süt fiyatlarının bölgelerinde en son 1 Ekim´den itibaren geçerli olmak üzere Ulusal Süt Konseyi tarafından 1.40 lira olarak belirlendiğini ifade eden Tarım Kooperatifleri Merkez Birliği (TARIM-KOOP) Genel Başkanı ve Çanakkale Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mehmet Özkurnaz, "Bu nedenle özellikle geçmişte çiftçilerimizin hayvanlarını et pahalı olmasından dolayı ciddi anlamda bir kesime gitmiştir. Bu sütteki artış fiyatlarında herhangi bir artış olarak biz bunu görmüyoruz. Sadece asgari düzeyde bir fiyat yükselmesi söz konusu olmuştur. Ayrıca yine Güney Marmara bölgesine baktığımızda sütteki azalma nedeniyle talebin sanayici olarak çoğalması olarak görüyoruz. Bu talep doğrultusunda da 1.50 liraya yani 10 kuruş artış olmuştur. Bunlarda lokal bölgelerde olan bir fiyat şeklidir. Ancak biz buradaki ürün fiyatlarını sütteki, süt ürünlerindeki fiyatın yükselmesini şuna bağlıyoruz, ortalama son 4-5 ayda bu fiyatlar yüzde 10 gibi bir atışla yüzde 23´lere çıkmıştır. Bu fiyat artışlarında Türkiye´de market tekellerini atlayıp sadece çiftçiye bu fiyatları angaje etmekte çok mantıklı değildir" şeklinde konuştu.
"Et fiyatları da kendiliğinden bir düşüşe girecektir"
Sütteki 1.40 lira fiyatın bugün çiftçiyi çok mutlu etmediğini bir çiftçi olarak yaşadıklarını belirten Özkurnaz, "Çiftçinin yemin maliyetlerinin arttığı, girdi maliyetlerinin yükseldiği bir süreç içerisinde 1.40 fiyatında çiftçimiz hayvancılığını sürdüremez hale gelmiştir. Sürdürülebilir rakamın gerçeği de fiyatlara piyasalardaki artan fiyatlar bu da çiftçinin girdi maliyetlerine özellikle angaje olmalıdır. Çiftçinin bu fiyatlar konusunda özellikle yem girdi maliyetlerinin çok yüksek olduğu şuan da bile 50 kilogramlık çuval başına 3-4 lira daha zam yapılarak 55 lira olan yemi 60 liralara doğru çıkma gayreti içerisindedirler. Tabi ki dayanak çoktur. İşte mazotun pahalı olmasından ve doların kur yükselişinden dolayı ithalat firmaları da bunları daha dolar ve kura göre ayarlıyorlar. Burada sanayicimiz aslında daha sıkıntı içerisine giriyor. Süt sanayicisi de bunu ister istemez doğal olarak girdi maliyetleri içerisinde yüksek gördüğü için gördüğü için süt ürününe bu zam gelmektedir. Buradaki artışın süt fiyatının gerçek reel değeri de bugünkü şartlarda 1.60-1.70 olması gerekir. Aksi takdirde bu sürdürülebilir bir hayvancılık veya süt sektöründe sürdürülebilir bir olay sağlamaz. Biz şöyle inanıyoruz ki, sütün 1.60-1.70 bu şartlarda olması için özellikle girdi maliyetlerinin yükselişine önüne geçilmesi gerekir. Girdi maliyetlerinin yükselişinin ön kesilmesi çiftçimiz hayvanına daha iyi bakacak ve sütteki olan kazanç çiftçilerin hayvanını mümkün olduğunca kestirmemeye özen gösterecek ve et fiyatları da kendiliğinden bir düşüşe girecektir. İthalatla bu işin ne kadar olacağını geçici bir süreç olarak değerlendirmek gerekir. İthalatla sürekli ülkemize hayvan gelmesi bu da et sorununu et fiyatlarını geriye düşmesini sağlayacak anlamında ifade etmez diye değerlendiriyoruz" dedi.
"İthalat bir an önce muhakkak sonlandırılmalıdır"
İleriki dönemler için öngörülerini paylaşan Özkurnaz, "İlerleyen dönemlerde ithalat bir an önce muhakkak sonlandırılmalıdır. Tabi ki belli bir düzeye geldikten sonra. Süt hayvancılığında verilen önem şu olacaktır ki, herkes burada çiftçimiz hayvanlarına sahip çıkacaktır. Süt fiyatlarında çiftçimizin daha iyi kazanacağını umarsak, bu kazanım sonucunda özellikle çiftçimiz de şunu yapacaktır, hayvanına daha iyi bakacaktır, daha iyi önem verecektir ve hayvancılığını daha iyi geliştirecektir. Teknolojik şartlara da baktığımızda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız bu konuda zaten %50 hibeli destekleri de mevcuttur. Çiftçimiz de bu teknolojiyi yakalayacak ve daha iyi bir sürdürülebilir süt üretimindeki hayvancılığını yapacaktır. Bu ithalata çiftçimize baktığımızda, birçok ithalat hayvanlara gelmemesi yönünde, durdurulması yönünde genel düşünce mevcut. Bakanlığımız da bu seksen milyonluk ülkenin de et ihtiyacını karşılamak gibi bir durumun olduğunun bilincinde. Biz ne kadar et ithalat olayının gerçekleşmesini yapsak da et ithalatı sorunu geçici olarak çözecektir. Kalıcı sorunu çözme olayı da buradaki çiftçimizi güçlendirmek olacaktır. Bunu da Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız böyle bir girişimde bulunursa bu sorunun çok uzun sürmeyeceğini ve kısa süre içerisinde bu sorun da çözülmüş olur. Türkiye´nin et ihtiyacı sorunu da kalmaz diye düşünüyoruz" diye konuştu.
YORUMLAR